Herkese tekrardan merhaba! Bugün gündemimde 27 Ekim’de Netflix’te izleyici karşısına çıkan ‘Cici’ var. Berkun Oya’nın senaryosunu ve yönetmenliğini üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda kimler yok ki.. Usta oyuncu Nur Sürer, Yılmaz Erdoğan, Okan Yalabık, Ayça Bingöl, Fatih Artman, Olgun Şimşek, Funda Eryiğit… 

Öncelikle filmin ana konusuyla başlamak istiyorum. 80’li yıllarda İç Anadolu’nun bir köyünde yaşayan aile üyeleri acı bir kayıp sonrasında kente göç ederler. 30 yıl sonra aynı köy evinde toplanırlar. Fakat hiçbir şey eskisi gibi değildir. Ve büyük aile sırrı bir gün ortaya çıkar.

Filmi üç ayrı bölümde incelersek eğer ilk bölümü 80’li yılları kapsamakta. Ailenin babası Bekir’in, otoriter olmasının yanı sıra kendince muzip hareketleri vardır. Adalet duygusu gelişmiştir fakat bunu abartılı şekilde gösterir. Oğlu Kadir’i bir gün karşısındakinin ne yaşadığını anlasın diye hortumla ıslatır ve bunu kameraya çeker. Kadir’in yaşadığı bu alaycılık ve utanç karesi, çocukluk travması haline gelir. 

İkinci bölüm ise Kadir’in yaşadıklarını filme çekmesiyle başlar. Kendi hayat hikayesinde yönetmen olan Kadir, anne rolünde Havva’yı oynatır. Havva, oğlunun yaşadığı travmayı böyle bir film yapmasından hoşnut olmaz.

Aslında ilk bölümde atladığım bir şey var. O da evin kızı Saliha ile Bekir’in yardımcı olarak aldığı, zaman içinde manevi oğlu saydığı Cemil’in aşkı. Cemil’in her gece pencerenin önüne taş bırakması güzel bir detaydı. Gizlice geceleri ahırda buluşan aşıklar tabii ki büyük bir kaybın ardından ayrı düşerler fakat yıllar sonra karşılaşırlar. 

Flashbackleri en çok küresel salgın sürecinin başlarını anlatan üçüncü bölümde görüyoruz. En küçük kardeş Yusuf ve ailesi bize göz kırpıyor ve oyuna giriyor. Üç kardeşin miras tartışmalarına ve kavgalarına tanık oluyoruz. Bir yandan filmi hala bitiremeyen Kadir’in bitkinliğini, yorgunluğunu fark ediyor bir yandan da Saliha ve Cemil’in yıllar sonra karşılaştıklarındaki eskimeyen sıcaklığı hissediyoruz. 

Film, Saliha’nın kızı Naz’ın bir video kaseti bulması ve o kasette yer alan aile sırrının öğrenilmesiyle sona eriyor. Final sahnesinde Havva’nın, kendisini suçlu bulup videoya bakarak “naptın bakayım kız sen” dedikten bir süre sonra yüzünü ‘cici’ şeklinde sevmesi çok etkileyiciydi. 

Yazıyı bitirmeden oyunculuklara ve senaryoya da değinmek istiyorum kendi çapımda. 2 saat 31 dakika süren film, oyuncuları, senaristi, yönetmeni ve teknik ekip ile harikalar yaratmış. Berkun Oya işlerini seviyorum. Bakınız: Bir Başkadır, Azizler ve niceleri…

Ağır tempolu olsa da akıcıydı, beni asla sıkmadı. Oyunculuklar zaten efsane. Olgun Şimşek’in sesini de beğenirim epey. Sadece bir karakter bana zorlama geldi, o da Naz. Neyse o da final sahnesinde kilit karakter gibiydi. O yüzden pek bir şey söylemek istemiyorum.

Çocuklukta yaşanan travmaların ne denli yürek acıtıcı olduğunu aslında bilsek de ‘Cici’ bize bunu tekrar tekrar hatırlattı. Okan Yalabık, Kadir’in o gözlerindeki öfkeyi ve üzüntüyü başarılı bir şekilde yansıttı. Keşke filmini çekseydi Kadir, dedim içimden final sahnesinde. 

Sıcak, taze bir film. İzlerseniz pişman olmayacağınız türden. Şimdiden iyi seyirler.

Yorum yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir