
Herkese tekrar selamlar, sonunda ekip olarak beklediğimiz Tetikçinin Oğlu görücüye çıktı. İlk bakış yazmak için de hemen kolları sıvadım. Dizi oldukça usta isimleri buluşturuyor. Timuçin Esen, Şevket Çoruh, Serhat Kılıç, Sezin Akbaşoğulları, Esra Kızıldoğan ve Kaya Akkaya gibi.. Genç kadroda da dikkat çeken isimler var. Genco Özak, Bahar Şahin, Hilmi Cem İntepe, Serkan Beşiroğlu ve Baran Can Eraslan. Cast seçimi oldukça başarılı dizi, Bodrum’un enfes atmosferini ekrana taşıyor. Senaristimiz ise Çukur dizisinden oldukça iyi bildiğimiz Gökhan Horzum. Bu arada yönetmene bir parantez açmak isterim. Yağız Alp Akaydın, çok başarılı bir yönetmen. Çektiği işlerde çıkan atmosfer bambaşka. Kendisini “Söz” dizisinden tanırsınız.. Müzikler Atakan Ilgazdağ imzası taşıyor ve harika.. Sizlere biraz karakterlerden biraz da sevdiğim detaylardan bahsetmek istiyorum.

Korkmaz, Bodrum’da ıssız bir yerde tek başına yaşayan bir tetikçi. Karanlık işlere koşmak zorunda kalıyor. Can dostu İskender ile ayrılmaz ikililer. Ailesi elinden kayıp gitmiş. Eskiden çok mutlu bir ailesi varken eşi ve oğlu kaçırılmış ve kazaya kurban gitmişler. Eşi, kazada ölmüş. Oğlu ise yıllarca babasından habersiz yaşamış. Kısacası Korkmaz’ın kaybedecek bir şeyi kalmamış. Yıllardır peşinde olduğu oğlu ise beklenmedik bir şekilde karşısına çıkıyor.

İskender, Korkmaz’ın can dostu. Uyuşturucu kaçakçısı. Karikatür gibi biri. Şiveli, komik fakat aynı zamanda çok tehlikeli. Eli kolu çok uzun. Korkmaz’ın aksine kalabalık bir ailesi var. Bu yolda kaybedecek çok şeyi var yani. Korkmaz ile çok zıt karakterler olmalarına rağmen can dostlar. Fakat hayat böyle düşünmüyor..

Metin, Korkmaz’ın oğlu. Yıllarca tek başına kalmış ve oraya buraya savrularak yaşamış. Kendini “köksüz” olarak tanımlıyor. Çocukluğunda, yaklaşık 3-4 yaşlarında babasından ayrılmadan önce çok mutlu bir çocukmuş. Fakat sonrasında babasını tamamen unutmuş. Yıllar sonra hiç ummadığı bir şekilde görüyor babasını. Kendi çapında kumarbaz, aşık ve yanlış insanlara güveniyor..

Metin’in yakın arkadaşı Erol, şoförlük yapıyor. Fakat para kazanmak uğruna bulaştığı belaya Metin’in de batmasına sebep oluyor. Hayatı boyunca üzerinde kalacak bir yükün altına giriyor Metin.

İskender’in oğlu Yiğit’in ölümüne istemeden sebep olanlardan biri Metin. Metin, Yiğit’e çarptıktan sonra ona yardım etmek istedi ama Yunus’un sıktığı kurşunların hedefi olunca kendi canını kurtarmak için olay yerinden kaçtı. Yunus, Metin kaçıp gittikten sonra Yiğit’i boğup öldürüyor ve sonrasında ettiği inkâr yüzünden suç tamamen Metin’in üzerine kalıyor… Ne kadar tehlikeli bir işin içine bulaştığını bilmeyen Metin, anca böyle aydınlanıyor ve tam da bu noktada dizinin heyecanı artıyor. Hilmi Cem İntepe, ilk bölümden bize veda ediyor. Umarım flashbacklerde görürüz kendisini.

Serhat Kılıç, hem kendisi hasta olarak hem de hasta babasının ölüm döşeğinde çıkıyor karşımıza ve babası ölüyor. Kötü ve karanlık bir karakter olarak bizlerle yine. İskender’in yok edilmesini isteyen azılı bir düşman. Kendisini çok seviyoruz ve böyle rolleri ustalıkla oynuyor. Onu Şevket Çoruh ve Timuçin Esen ile izlemek muazzam olacak.

Bu arada Kaya Akkaya, Sarp komiser olarak karşımızda. Belli ki İskender ile oldukça zıtlaşıp bol bol mücadele edecek. Merakla bekliyoruz.

Bahar Şahin ise Sibel olarak karşımızda. Metin’in hem çocukluk yoldaşı hem de aşkı. İkisi birlikte kimsesiz büyümüşler. Sibel, hayat kadını olmuş, Metin ise kumarbaz.. Hayat bambaşka yerlere savurmuş onları, ikisi de birbirlerini tehlikeye atmamak için birbirlerinden uzak duruyorlar aslında. Bakalım bu karanlık dünya ve Metin’in başındaki bela Sibel’in hayatını nasıl değiştirecek..

Dizide çok üzüldüğüm, içime oturan o sahneden Şevket Çoruh.. Oğlunun öldüğünü kabul edemeyip “misafirlikten gelirken uyuyakalmış” demesi.. Arabadan inip o kara haberi ailesine verememesi. Öyle kalakaldı İskender.. Eve girip cansız bedenini yatağına yatırıp üstünü örtmesi zaten bambaşkaydı. Ne denilir ki?

Esra Kızıldoğan yürekleri dağladı. Nursel’in evlat acısı yürekleri deldi geçti. Camdan İskender’in arabadan inmediğini görüp gelmesi ve oğlunu babasının kucağında öylece yatarken görmesi.. Çok fenaydı gerçekten.

Bütün bunlar yaşanırken Metin ve Erol saklanma derdindelerdi. Fakat işler hiç de Metin’in umduğu gibi gitmedi ve Erol, Metin’i can korkusuyla sattı. Karşılarına bir anda çıkan o tetikçi, tüm dengeleri değiştirecek biriydi. Korkmaz’ın ilk anda oğlunu tanımayıp silah doğrultması…

İskender, Metin’in yerini zaten bulacaktı. Metin gerçekten nasıl bir belanın içine bulaştı.. Ömür boyu kaçarak, korkarak, üstünde yüklerle yaşayacak. İyi yanı ise, artık yanında Korkmaz da olacak. Uzun zaman sonra ilk defa bir dizinin ilk bölümünün sonunu bu kadar beğendim. Bu sahne çıtayı bambaşka bir yere taşıdı.

Korkmaz’ın oğlu olduğunu itiraf etmesi ve akabinde hiç düşünmeden can dostuna silah doğrultması muazzamdı. İki babanın evladı için neleri göze alabileceğini gösteren harika bir sahneydi.

Metin’in güneşli kolyesi ve göğsündeki leke sayesinde Korkmaz onu tanıdı. Ve işler bu noktadan sonra eskisi gibi olmayacak. Çünkü yıllardır ayrı olan iki acılı baba-oğul kavuşacak ve eskisinden çok daha güçlü olacaklar. Bir tarafta evladı elinden alınan ve öfkesinden gözü dönmüş bir İskender var. Diğer tarafta yıllardır acı çekerek aradığı oğlunu bulan Korkmaz. Birinin evladı giderken, birinin evladı geliyor. Böylece büyük bir savaş başlıyor. Düşmanlığın en hası,dostun ile olandır diye düşünüyorum. Çünkü düşmanını ne kadar iyi tanırsan, canını da o kadar kolay yakarsın. En kötüsü de o ateşte bir gün düşmanınla birlikte yanarsın.. Eski dost, yeni düşmanın anlatıldığı bu hikâyeye ilk bölümden çok inandık.. Yolu açık olsun.. Umarım bu hikâye ile gidilecek daha çok yol vardır..
Yorum yok