Herkese merhaba! Bugüne kadar birçok dizi izledim, sanırım hepsinin ortak noktası birden çok duyguyu barındırıyor olması. Ya Çok Seversen, özellikle bu bölümde bunu fazlasıyla hissettirdi. Dizinin değerini bilmeyenler elbette farkında değil kalplere dokunan harika bir hikaye izliyoruz.

Geçen bölüm dolandırıcılık hikayesinin bitmesini ummuştum, öyle olmadı fakat senaryonun gidişatından asla şikayetçi değilim. Leyla ailesini bahane edip şimdilik kurtulsa da karşısında her konuya şüpheyle yaklaşan bir Ateş Arcalı var. Leyla’nın “kimse unutulmaz istemez” sözü çok dokunaklıydı bence. Gerçekten de kimse unutulmak istemez. Herkesten kaçan ama bir yandan doğru insanlara ihtiyaç duyduğunu bu bölüm açıkça itiraf Ateş’i epey etkiledi bu söz. Dizinin jenerik müziğinin de sahneleri epey güzelleştirdiğini düşünüyorum, çok başarılı. Sakin bir yaz akşamı sahildeymiş gibi hissediyorum.

Genel olarak insanlara pek tahammülü olmayan Ateş’in en iyi Berit ile anlaşması çok güzel değil mi ya? Farkında olmadan ona içini açması ve küçük kardeşinin onu onaylaması, dinlemesi çok hoşuna gidiyor. Aralarındaki ilişkiye her bölüm daha da hayran oluyoruz, çok güzeller. Berit bu hikayede bir pastanın çileği gibi, çok özel. Kerem Bürsin ve Hafsanur Sancaktutan, Arven Yavuz’a sette tüm ilgi ve şefkatini gösterdiği o kadar belli ki Arven oynarken çok keyif alıyor bunu çok rahat görebiliyoruz. Sahneler de daha güzel bir hal alıyor. Bunu her hafta yazıyorum farkındayım ama Ateş’in bu bölümde de Berit’i kendi özgü taşıma şekli yine güldürdü, gerçekten dizinin olmazsa olmazı haline geldi. 🙂

Sanırım dizide izlemekten en keyif aldığım sahnelerden biri de yüzleşme sahneleri. Kerem Bürsin ve Lara Aslan bu bölüme damga vurdular, her duyguyu muhteşem şekilde yansıttılar gerçekten. Onları karşılıklı izlemek büyük bir zevk. Sahnenin gerilimi tam yerindeydi ve açıkçası arada böyle sahneler izleyelim mümkünse. Umursamaz görünen iki kardeşin aslında kalbinde fırtınalar koptuğunu ve birbirlerine ne kadar benzediklerini çok iyi gördük. Ateş ve Ilgaz aynı konuda yaralı oldukları için sevgiye çok ihtiyaçları var.

Ateş partide insanlara kendini ne farklı tanıttığını farkına vardı nihayet. Bir maske altında acısını gizlemeyi tercih ederken, kendi benliğini unutmuş adeta. Konuk oyuncu olarak Eva Dedova’yı görmek hoş oldu, küçük bir rolde bile olsa Ateş’e kim olduğunu hatırlatıp gitti. 🙂 Leyla ve Ateş partide kendilerini kandırmaktan başka bir şey yapmadılar, aşktan kaçamazsınız üzgünüm. Beni bu hikayede tek rahatsız eden nokta, dolandırıcı çetesinin bazen çok fazla yer kaplıyor olması. En çok merak ettiğim konu Leyla’nın ailesi kesinlikle. Hatta diziye biraz gizem katmak amacıyla Ateş ve Leyla’nın ailesinin bağlantılı bir hikayesi olsa muhteşem olur diye düşünüyorum. Bir plot twist ile aslında iki ailenin gizemli bir hikayesini çoğu kişi sevecektir.

5.bölüm itibariyle dizinin senaryo ekibi değişti, nasıl bir hamle yapacaklarını çok merak ediyorum. Şimdiye kadar yayınlanan en çok beğendiğim bölüm, bu bölüm oldu. Ilgaz en az Ateş kadar zeki bir kız olduğu için, Leyla’nın bir çocuk bakıcısı olduğuna asla inanmadı, şüphe duymak bu kardeşlerde genetik sanırım. 🙂 Leyla’nın anlattığına göre üzücü bir hikayesi var ve merak uyandırıcı aile konusunun güzel bir şekilde işlenmesini umuyorum.

Çok az sahneleri olmasına rağmen Kerem Bürsin ve Şerif Erol’u Şeref Meselesi sonrası bir kez daha izlemek harika bir duygu. Bu konu hakkında Twitter’da daha önce belirtmiştim Ateş ve İlter’in ilişkisini Bruce Wayne – Alfred ilişkisine çok benzetiyorum. Kaybedilmiş bir aile ve o ailenin oğlundan asla umudunu kesmeyen bir adam… Sahnelerinin daha da artmasını umuyorum.

Ateş’in deyimiyle ergen partisi olarak başlayan sahne, bir sosyal mesaj ile ile sonlanınca tüylerim diken diken oldu. Çok başarılı bir sahneydi. Ilgaz yalnızlığa hapsolmuş bir kız olduğu için arkadaşlarının kötü bir insan olduğunu görmek istemiyor ve bu onu savunmasız hale getiriyor kesinlikle. Birilerine koşulsuz güvenmek isteriz ama önemli olan doğru insan olmasıdır. Uğradığı bur zorbalık sonrası panik atak geçiren Ilgaz’ı izlerken kendimden bir parça bulmamak imkansızdı. Panik atak bedenimizi karabasan gibi ele geçiren çok kötü bir anksiyete bozukluğu olduğu için bu hissi en iyi ben bilirim. Öldüğünüzü, delirdiğinizi, boğulduğunuzu sanıyorsunuz ama o korku ile aslında bir cehennemi yaşadığınızı düşünün, çok kötü bir his. Bu sahne sonrası Ateş’in Leyla’ya sığındığı flashback sahnesinin gösterilmesi, arka fonda çalan enfes gerilim müziği ve aslında iki kardeşin gerçekten birbirine benzediğini çok iyi yansıtıldığını düşünüyorum. Dizinin müzikleri çok başarılı çok, Güldiyar Tanrıdağlı muhteşem müzikler ortaya koymuş.

Ateş ve Ilgaz cephesinde özellikle son yüzleşme çok tatlıydı. İkisinin de arasında buzlar erirken biz de ekran başında duygusal sahneler yüzünden eridik. Ateş nihayet insanlara güvenmenin iyi geldiğini itiraf etti ve Ilgaz’ın her zaman yanında olduğunu belirtti, harika sahneydi. Ilgaz’a son olarak “kendin olmana izin veren arkadaşlar seç” demesi çok doğru bir sözdü. Eğer sevdiklerimizin yanında kendimiz gibi olamayacaksak ne anlamı var? Ilgaz’ın artık şaka ile zorbalık arasındaki ince çizgiyi öğretecek bir abisinin olması çok büyük şans. Kerem Bürsin bu sahnede galiba yaşlanıyorum dediği zaman tuhaf oldum. Kendisi benim için her zaman yaşlanmayı unutan biridir gözümde. Daha dün Kerem Sayer olarak izlediğim çok sevdiğim bir oyuncunun ağzından bu replik çıkması, içimi burktu. Sen yaşlanamazsın Kerem, izin vermiyoruz 🙂

Ilgaz’ın artık içindeki öfkesini dizginleyecek bir insan var artık hayatında, Barış. Şimdilik Ilgaz’ın mutluluğuna odaklanıyorum, aşk onu umarım iyileştirir çünkü çok ihtiyacı var. İlerleyen bölümlerde Arcalı kardeşler dolandırıcı çetesinin amacını öğrenince işler iyice kızışacak farkındayım ama şu an bu güzel sahnelere odaklanalım.

Fragmanda gördüktan sonra bölüm boyunca iple çektiğimiz masal sahnesi muhteşemdi. Daha önce konuştuğu zaman yine anne konusu hakkında konuşan Berit, masal anlattığı zamanda da anneden bahsetti. Bu boyu küçük, kalbi ise kocaman olan dünya tatlısı kızın anne konusunda yaralı olması çok üzücü. Bunun vurgusunu iyi yaptılar bu sahnede. Bazı yorumlar gördüm, Kerem ve Hafsanur bu sahnede şaşırsaydı daha iyi olurdu diye. Hiç katılmıyorum. Berit’in içini açmasına, ailesinin yanında rahat davranmasını istedikleri için Ateş ve Leyla bu yüzden hiç tepki vermediler. Hiç konuşmamış hassas bir yüreğin kendini inşaa etmesini sağlıyorlar hepsi bu.

Bölümün başından beri birbirini kandıran Ateş ve Leyla, artık aralarındaki bütün duvarları yıktı. Umarım Ateş ertesi gün ne olduğunu hatırlar. 🙂

Bölüm çok güzeldi, emeği geçen herkese çok teşekkürler. Yaz dizisi olup olmaması umrumda değil, bir diziyi izlerken kendimden bir parça buluyorsam benim için olmuş demektir. Bu hikaye benim için hep özel kalacak. Yeni yazılarda görüşmek üzere, kendinize iyi bakın! 🙂

1 Yorum

  • Çok güzel dizi çok guzel anlatmışsiniz teşekkürler. Turkiyede kıymetini bilmiyorlar. Bizim halkımız dehşet çarpık ilişkiler zorbalıkla besleniyor böyle dizileri seviyorlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir