Ya Çok Seversen: Sır Kutusu

Selam arkadaşlar, geçen bölüm romantik ama bir o kadar da kafamızı karıştıran bir sahne ile bölüme veda etmiştik.

Bu bölüm benim kafam daha çok karıştı herkes gibi çünkü objektif olarak baktığımızda romantik sahneler değil, aksine gerilim sahneleri izliyor gibiyim.

Leyla ile bir ilişkiye başlamak isteyen Ateş, aslında onu ne kadar sevse de bence gerçek yüzünü bildiği için kendini diken üstünde hissediyor. Onun tek istediği sevdiği birisine güvenebilmek. Güvenmek bazen sevgiden çok daha güzel bir duygudur. Yıllardır duygusal olarak kabuğundan çıkmayan Ateş, birisine güvenmeyi fazlasıyla hak ediyor. Doğal olarak şuan kendisi arafta diyebiliriz.

Çeteyi köşeye sıkıştırmayı başaran Füsun, bizi ne kadar sinir etse de Hatice Aslan’ı bu dizide izlemek bizim için çok büyük şans. Bence kendisi muhteşem bir performans çıkarıyor. Sinir olduğumuz Füsun sayesinde hikaye iyice açılmaya başlıyor. Yoksa dolandırıcı çetesinin hikayesinin uzamasını izleyecektik, Füsun’u desteklemeye devam edelim arkadaşlar 🙂

Leyla’nın kolyesi dizinin simgesi haline geldi kesinlikle. Her bölüm bu kolyeye dikkat çekiyorlar ve bu kolye konusundan çok ilginç bir hikaye çıkacak bence. Füsun, Leyla ile konuşurken bu kolyeyi görünce adeta irkildi ve yüzü bambaşka birisine dönüştü, artık bu durum iki ailenin gizemli ve ortak bir hikayesi olduğunu gösteriyor.

Güne Berit ile başlamak kadar güzel bir şey olamaz herhalde. Leyla kapana sıkışmış olsa da Berit’e olan şefkatini asla esirgememesi ve ilgileniyor olması çok güzel bir duygu. Arven Yavuz özellikle son bölümlerde gerçekten diziye inanılmaz bir hava katıyor. Keşke Ateş ile Leyla’nın arasındaki tek engel Berit olsaydı ama hikaye bambaşka bir yere doğru gidiyor.

Senaristleri takdir ettiğim bir konu da kesinlikle Bige konusunu diğer diziler gibi üçgen haline getirmemeleri kesinlikle. Bige ve Umut bu hikayede yazılacak en mantıklı çift olabilir. Ateş tarafından reddedilince Ateş ve Leyla’ya bela olan bir Bige izleriz diye bekliyordum ama bu konunun hiç uzatılmamasını çok sevdim. Senaristleri tebrik ederim, Bige için birisinin soyadının “Arcalı” olması yeterli zaten. 🙂

Dizide en çok güldüğüm sahnelerden biri kesinlikle Berit’in mobese kamerası gibi herkesi izleyip, aniden ortaya çıkması sanırım. Berit hep konuşsun, bu dizide masumiyeti simgeliyor. Umarım Leyla’nın gerçek yüzünü öğrendikten sonra, yeni bir travma yaşamasına sebep olmaz. Onun için güven ve sevgi bu hayattaki en önemli şey ve bunun ellerinden kayıp gitmesi onun için hiç iyi olmaz. Ateş ve Leyla Berit’in yıkılan duvarlarını şefkatle ördüler ve bu süreç çok iyi yansıtıldı.

Basketbol maçında bir araya gelen bu güzel aile, maçı kaybetseler de birbirlerinin kalplerini kazandıkları, bu bizim için daha önemli. Ilgaz, Aydos ve Ateşin sarılarak adeta sevgi yumağı gibi olmaları çok güzeldi. Bu aile arasında muhteşem bir bağ kuruldu ve bu her bölüm çok güzel işleniyor. Maçı kaybetse de Ateş tarafından onaylanmak ve takdir edilmek isteyen Aydos, Ateş’e inanılmaz bir sevgi duyuyor. Ateş, ancak ailesinin yanındayken Arcalı gibi davranmayı bırakıyor ve bu çok güzel bir detay. Çok seviyorum aralarındakı bağı, içimizi ısıtan harika sahneler yazılıyor. Muhteşem bir hikaye izliyoruz, bunu kaçıranlara üzülüyorum gerçekten.

Dilek tutma sahnesinde Ateş’in şüpheli bakışlarını hissetmeyen yoktur sanırım. Zaten Ateş’in tek dileği Berit’in biraz az konuşması olurdu, yoksa ortada sır kalmayacak 🙂 Bu sahnede Ateş, Leyla’nın geçmişini sorarken Leyla’nın aksine çok soğuk bakıyordu çünkü bence her şeyden haberi var. Gerçekleri sevdiği kadından duymak istiyor ve bu olmayınca daha da üzülmesine sebep oluyor. Tek istediği yalansız bir ilişki ve bunun için Leyla adım atmayınca daha da geriliyor haklı olarak. Leyla’ya kaç kere fırsat verdi ve Leyla her seferinde bu konuyu kapatması güvenin zedelenmesine sebep oldu. İlk bölümlerde Leyla’ya kimsin sen diye soran şüpheci Ateş’in hiçbir şey bilmemesi bana hiç mantıklı gelmiyor çünkü çok zeki bir karakter.

Her fırsatta annesine olan sevgisini belirten Ateş’e bayılıyorum. Füsun her şeyin hakimi olduğunu zannetse de Jülide Arcalı diye bir gerçek var. Füsun’un bu gereksiz hırsı yüzünden Ateş ile aralarının düzelmesi epey zor. Manevi değerlere hiç saygısı yok.

Bu tartışmada Bige’ye hak verdiğim yanlar var. Aşık olduğu adam tarafından reddedilince arkadaş kalarak kendine zarar vermek istememesi son derece normal bir durum. Belki en hayırlısı oldu, ikisinin sahnelerinin diziye faydası yoktu. Umut ile Bige’nin ilişkisi gayet doğru hamle oldu.

Tahmin ettiğim gibi Leyla ailesi tarafından terk edildi ve bence bu konuda kesinlikle Füsun’un parmağı var. Leyla’nın annesi ile Füsun, birbirini tanıyor ve aralarında ne yaşandı henüz bilmiyoruz ama belki de Füsun’un tehdit etmesi sonucunda Leyla’nın annesi Leyla’yı terk etti. Kolye konusu çok fazla gözümüze sokulmaya başladı. Dizinin başında Füsun kolyeyi görünce aklına Leyla’nın annesi geldi ve o tehdit ettiği kadının kızının, şu an karşısında olduğundan habersizdir. İşler iyice gizemli bir hale gelmeye başladı. Hikayenin devamını çok merak ediyorum. Bu sahnede Hafsanur Sancaktutan muhteşem bir performans sergiledi, Leyla’nın hikayesi çok acıklı gerçekten. Gerçekten de iki ailenin ortak bir hikayesi var gibi. Füsun geçmişte bir ailenin yıkılmasına sebep olurken aslında bu hamlesi ile kendi ailesinin de ölüm fermanını imzalamış oldu. Kaliteli bir olay örgüsü. Tabii bizimki bir teoriden ibaret. Sevdiğimiz bir hikayeyi izlerken dizinin sevenleri olarak, senaristlerden çok daha farklı bakış açısına sahip olabiliyoruz 🙂

Leyla bu olaydan sonra sadece ailesini değil, çocukluğunu da kaybetti ve bizlere hayal ettiği çocukluğunu yaşamış gibi anlattı. Tıpkı Berit gibi hayallere sığınarak acılarını kapatmaya çalıştı.

Berit’in konuşmaya başladığından bile haberi olmayan Umut’un, Aydos’un kaybettiği maçından haberinin olmamasına elbette şaşırmadım. Umut eve girdiği zaman hepimizin yüz ifadesi aynen Ateş’e benzedi. Kerem Bürsin ve muhteşem mimikleri 🙂 Bu sahnede Ilgaz’ın bir kez daha abisinin yanında olması çok hoşuma gitti. Umut’un yaptığının zoraki bir şefkat olduğunu Ilgaz da anlamaya başladı. Birisi ile aranızda ne kadar kan bağı olursa olsun, sevgi her zaman daha ağır basar ve Ateş gösterdiği şefkat ile bu aileye bir abilikten çok daha fazlasını yapıyor.

Geçmişi iyice aydınlanmaya başlanan Leyla’nın hastanede ziyaret ettiği kişi bence zamanında çetenin sıradaki avıydı. Fakat Leyla’yı tanıdıktan sonra sıradan biri olmadığı ortaya çıktı. Bence bu kişinin hastanede olma sebebinin Yakup olduğunu düşünüyorum. Onun amacı Leyla’nın ailesine kavuşması değil, ekibin dağılmaması. Bu adamı da bu hale getiren kişi Yakup olabilir. Onun için para her şeyden önemlidir. Leyla’ya ailesi hakkında bilgi vermek üzereyken, Yakup bu duruma izin vermedi. İhanet, her zaman yakınlarımızdan gelir çünkü onlara bu fırsatı bizler veririz.

İlter’in aileye olan saygısına bayılıyorum. Daha önce çok kez belirttiğim gibi Ateş ile olan ilişkileri Alfred – Bruce Wayne ilişkisine benziyor. Ailenin geçmişini ve şu an olan durumunu önemseyip, hiç belli etmese de Ateş’i oğlu gibi seviyor. Aralarındaki bu muhteşem bağı çok seviyorum. Şerif Erol’un sahnelerinin çok daha artmasını istiyorum.

Leyla Ateş’in odasında önemli bir şey ararken bu sahnenin sonunda Leyla’nın Ateş ile yaptığı telefon görüşmesinde Ateş’in epey sinirli olması dikkatimden kaçmadı. Sanki Leyla’nın bütün yaptıklarını Ateş bir kameradan izliyor gibi geldi. Her zaman şüpheci olan Ateş’in yapamayacağı şeyler değil bunlar.

Ateş’in annesi için düzenlenen bu etkinlikte Ateş verdiği tepkide sonuna kadar haklıydı. Kendi annesi hakkında düzenlenen bir etkinlikte ona soru sorulmadan hareket edilmesi, kabul edilebilir bir durum değil. Umut’un burada yaptığı saygısızlığa gerçekten sinir oldum. Leyla ve Ateş anne konusu açılınca bambaşka bir insana dönüşüyorlar, birbirlerine çok benziyorlar. Bunu bu bölümde iyice görmüş olduk.

Leyla, İlter’den aldığı bu özel fotoğrafı Ateş’e verince defiledeki o hava tamamen kayboldu. Annesini görünce adeta iyileşen Ateş’i gördüğümüz bu sahne çok duygusaldı. Kerem Bürsin adeta gözleriyle oynuyor, çok güzel bir sahneydi. Sahnenin devamında ise Ateş’in Leyla’ya şüphe dolu bakışları devam ediyordu, sadece gerçekleri anlatmasını istiyordu ama Ateş hayal kırıklığına uğramaya devam ediyordu. Kafam hala çok karışık, Ateş eğer gerçekten Leyla’nın geçmişini bilmiyorsa, bu beni şaşırtır. Karakterin tabiatına aykırı bir durum çünkü.

Ateş, gecenin sonunda bütün herkesin önünde Leyla ile olan ilişkisini ilan ederken, Yakup yaptığı hamle ile bütün dengeleri değiştirdi. Onur ve Leyla’nın işbirliği yaptığını öğrendiği için Onur’a Leyla’yı ihbar ettiğini söyledi ve Onur’un Leyla’nın peşinden gitmesini sağladı. Bizi şaşırtan olay ise ihbar edilen kişinin Leyla değil, Onur olması oldu. Ateş burada ilişkisini ilan ederken yine soğuk davranıyordu ve Onur tutuklanırken hiç şaşırmış gibi görünmüyordu. Eğer Ateş olanlardan haberi yoksa gerçekten bu yazılan karaktere ihanet etmektir. Ateş Arcalı gibi her şeye şüphe ile yaklaşan zeki bir karakteri, aşk yüzünden gözü kör olmuş bir karaktere çevirmezler diye umuyorum.

Hikayenin giderek açıldığı, çok güzel bir bölümdü. Herkesin emeklerine sağlık. Yeni yazılarda görüşmek üzere! 🙂