Öncelikle bölümde emeği geçen herkese çok teşekkür etmek istiyorum. Baştan sona doğru harika bir hikaye izledik, izleyiciye saygı duymak böyle bir şey.

Bazı diziler vardır bölümün başına önemli bir sahne koyar ve izleyiciyi ekran başında tutmak için kalan kısımları saçma sahneler ile doldururlar. İşte Ya Çok Seversen ekibi, bunun tam tersini yaparak şahane bir bölüm izletti bize.

Ateş ve Leyla, yan yana duran iki yabancıdan farksızdı. İkisinin de ağzından çıkan sevgi dolu sözler yerini soğuk bakışlara bırakıyordu. Ateş’in tek bir isteği vardı o da Leyla’nın gerçekleri söylemesi için bir adım atmasıydı, kapana kısılmış olan Leyla ise gerçekleri söylememekte kararlıydı. Söylemediği kişi ise karşılaştığı ilk günden beri yalana asla affı olmayan Ateş Arcalı’nın ta kendisiydi.

Geçmişi gözünün önünden film şeridi gibi geçen Leyla’nın, Meryem sayesinde Yakup ile tanıştığını ve sonra çeteye dahil olduğunu öğrenmiş olduk. Bu bölüm flashback sahneleri ve müziklerin uyumuna bayıldım, çok başarılıydı. Leyla, geçmişte birçok kişinin umudunu yıktığının farkında değildi, ta ki aynı şey kendisinin başına gelene kadar.

Ateş’e gerçekleri anlatmak için gelen Füsun’a Barış’ın yaptığı hamle harikaydı. Her bölüm herkesi parmağında oynatan Füsun’un süt dökmüş kediye dönmesini görmek iyi oldu. Geçen bölüm bahsettiğim gibi Barış’ın ön plana çıkması çok mantıklı bir karardı. Hatice Aslan’ı tebrik ediyorum inanılmaz performans çıkarıyor. Herkesin kızdığı Füsun sayesinde hikaye hiç uzatılmadan harika bir şekilde ilerliyor. Konudan bağımsız artık ben de Hafsanur Sancaktutan’ın Emma Watson’a ne kadar benzediğini fark ettim, güzelliği büyüleyici.

Bu evde kimsenin alarm kurmasına gerek yok çünkü Berit adında bir alarm işlevi gören bir tatlı bir kız var, onu çok seviyoruz. Herkesi uyandırırken adeta saldıran Berit’in, Ateş’i bebek gibi severek uyandırması çok tatlı değil miydi? Dondurma yerken karşılaştığı günden beri aradaki o bağı çoktan hissetmişti Berit. Ateş’te gerçekten şeytan tüyü var.

Ateş ve Leyla evleneceklerini duyurduktan sonra, bu karardan en çok etkilenen Ilgaz oldu. Yine kardeşlerini bahane ederek terk edilme korkusunu dile getirdi ve Ateş’le çok benzedikleri için ve abisinin ona adeta rehber olması onu çok etkilemişti. Kaç yaşında olursa olsun, bugüne kadar kardeşlerine bakan Ilgaz’ın da elbet sığınacak bir limana ihtiyacı vardı. O kişi ise tabii ki Ateş’ti. Bir limandan çok daha fazlasıydı. Ateş’in Aydos ve Berit için kardeşlerim diye bahsetmesi çok özel bir andı. İlk kez onları bu kadar önemsediğini açıkça itiraf etti. Kısa bir sahne olmasına rağmen kalplerimize dokundu.

Bu anı görmeyi o kadar çok bekliyorduk ki, evin alarmı Berit, bir ailenin yaralarını onardı adeta. 🙂 Artık hiçbir güç onları ayıramaz, çok özel bir sahneydi.

İlter aile için her attığı her adımı kutsal olarak görüyor ve bu gerçekten inanılmaz güzel bir şey. Kıvrak zekası, Füsun ile dalga geçmesi ve Ateş’e olan saygısı muhteşem. Ya Çok Seversen evreninin Alfred’i olan İlter, Ateş’i hem oğlu gibi seviyor hem de evdeki herkesi en küçük detayına kadar önemsiyor. İnanılmaz güzel yazılmış bir karakter. Bir zamanlar Şeref Meselesi dizisinde baba ve oğul olarak izlediğimiz bu iki güzel insanı şimdi bambaşka bir karakterler olarak izliyoruz. Üstelik o karakterlerden en küçük benzerlik bile yok. Bu, Şerif Erol ve Kerem Bürsin’in canlandırdıkları karakterleri fazlasıyla benimsediklerini gösteriyor. Sizi izlemek çok büyük bir keyif.

Dizide bazı karakterlerin sadece kötü ve iyi olarak yazılmamasını seviyorum. Tamamen gri olarak yazılıyor. Umut ve Bige için de geçerli bunlar. Umut’u gözlemlediğimiz zaten hataları olduğunu görüyoruz ve kardeşleri ile olan iletişimi hediye almaktan ibare olması çok yanlış elbette. Bunun altında yatan faktörlere baktığımız zaman, hayatı boyunca babasının onayını almak için çabalayan bir insan olduğunu görüyoruz. Ailesi tarafından sevgi görmeyen Umut’un, sevgisini doğru yansıtamaması sadece kendisinden kaynaklanmıyor. Bazı aileler çocuklarına yanlış rehber olur ve onların da bir insan olduğunu asla anlamazlar. Umut’un Bige’den göreceği sevgi sayesinde iyileşeceğine inanıyorum ben.

Ilgaz ve Barış sahnelerini çok keyif alarak izliyorum. Ilgaz, Ateş’ten önce hep bir tarafı eksik yaşadı onu çok iyi anlamış olduk ve bu eksikliğin tamamlanma hikayesini bize hayranlıkla izlettiler. Şimdi ise hiç tatmadığı duygu olan aşk hikayesini izleyeceğiz. Barış’ın zekasını konuşturarak hikayede ön plana çıkması çok iyi hamle oldu ve bunca kaos içerisinde Ilgaz ile masal gibi sahneleri çok iyi işleniyor. Lara Aslan ve Durukan Çelikkaya uyumu harika.

Öncelikle çok sevdiğim oyuncu olan Esra Kızıldoğan hoş gelmiş. Diziye harika bir şekilde giriş yaptı. Bunca zaman birbirini arayan anne ve kızın dramatik hikayesi çok iyi başladı. Hastanedeki gizemli adamın Leyla’nın dedesi diye tahminde bulunmuştum, yanıldım. Ben bu kişinin Füsun, Leyla ve annesinin kesiştiği bir noktada olmasını istiyorum. Füsun’un eski eşi ile Leyla’nın annesinin ortak hikayesi olabilir. Füsun bu hikayede sevilmeyen kişi olduğu için, bu öfke sonrası Leyla’nın annesini kızı üzerinden tehdit ederek onları ayırmış olabilir. Diğer alternatif hikaye ise Leyla’nın annesi, eşini kaybettikten sonra maddi olarak çok kötü bir duruma geldi ve tefeciler tarafından tehdit edildi, bunun üzerine kızını tamamen kaybetmektense, terk etmeyi göze almış olabilir. Anne ve kızın geçmişini çok merak ediyorum. Sahnede çalan “Candan Erçetin – Annem” ile hepimizi ağlattınız, tebrikler.

Yakup’un ekibi yarı yolda bırakması şaşırtmadı. Bu adamın hikayedeki en kötü kişi olduğunu herkes anlamıştır zaten. Kurnaz bir hareketle, Füsun’un parasını aldı ama bizim tanıdığımız Füsun intikamını elbet alacaktır.

“Kim olduğunu biliyorum.”

Efsane bir bölüm finaliydi gerçekten. Ateş Arcalı’yı aşktan gözü kör olmuş birine dönüştürmek, yazılan karaktere ihanet olurdu ve bizlere harika bir final sahnesi izlettiler. Ateş’in ne kadar zeki olduğunu bir kez daha gösterdiler.

En başından beri hikayedeki eksik parçayı bulmaya çalışan Ateş’in, gerçekleri Onur’dan öğrenerek plan yapması ve Leyla’nın geçmişte dolandırdığı kişilere bile parasını vermiş olması hiç aklıma gelmezdi. Bu adam hepimizi ayakta uyutmuş, haberimiz olmamış. Flashback sahneleri ve çalan gerilim müziği ile çok iyi sahneler çekilmiş, bayıldım.

Leyla’nın geçmişini temizleyen Ateş, düğünün tam ortasına adeta bir bomba bıraktı. Yalana asla tahammül edemeyen Ateş’in bıraktığı bu enkaz, dizideki hikayeye inanılmaz bir heyecan kattı. Bu sahnede fazlasıyla Kerem Sayer havası aldım. Ateş de en az onun kadar zeki, güzel seven ve yaralı bir karakter. Muhteşem bir bölümdü, emeği geçen herkese çok teşekkürler. Yeni yazılarda görüşmek üzere! 🙂

3 Yorumlar

  • Come sempre un’analisi perfetta ,sentra tralasciare nessun fotogramma …un onore leggerti🍀🐞🇮🇹

  • Que resumo maravilhoso, a série é linda e toda equipe está de parabéns pois nos faz sentir um misto de emoções durante todo o episódio.
    Obrigada mais uma vez pelo belíssimo resumo ❤️

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir