
Herkese merhabalar. Aile’nin 3. bölüm defterini izninizle açıyorum. Bu bölümde yine karakterlerin derinine inmeye devam ettik. Mafya ailesinin maceraları değil de tamamen psikolojik bir dizi izlediğimize ikna ediyorum kendimi yavaştan. Çünkü iş öyle bir noktada. Analizimi de buna göre yapacağım.

Seher hanımın sahnesi çok etkiledi. Devin’in annesi olduğunu düşünmesi ve Devin’in sakince onu ikna etmeye çalışması, düşmesini engellemesi.. Umarım nasıl bu hale geldiği, ne gibi travmalar yaşadığını görürüz. Soykan ailesinin kurallarının akıl sağlığını bozacak derecede olduğunu bir kez daha anladık..

Devin, Soykan ailesinin görmeyi hiç istemediği bir gelin tipi. Korkup kaçacak, sessiz kalacak biri hiç değil. Bütün karanlığın içine gelip tüm bunların bilinmesinden korkuyorlar. Zaten korkmalılar. Neticede bir psikolog, danışanlarının geçmişini bilmeden onlara yardım edemez..

Hülya, içten içe Devin’in onun kurallarını tanımayacak biri olduğunu bilse de bunu henüz kendine kabul ettiremedi. Kolay kolay kabul etmeyecek. Oyunu gittikçe sertleştirerek oynayacak. Bundan zarar görecek olanlardan biri de Aslan olsa bile.

Cihan, içinden bir türlü atamadığı bir öfkeye sahip. Atamıyor çünkü kimse onu dinlemiyor. Öyle ki, dinlenmek için bir psikolog istiyor kendine. Balya balya para ile satın alabileceği, yalnızca onun anlattıklarını dinleyip soru sormayacak bir dinleyici istiyor. Annesinin biriciği Aslan’ın sevdiği kadına gidişi de bu yüzden. Bilmek istiyor çünkü en az kendi kadar yaralı Aslan’ın neden böyle sevildiğini.. Soykan ailesinin meşhur kurallarına cesaretle karşı çıkan kadını tanımak istiyor aslında. Cihan, en yakınlarından darbe yemiş bir adam. Bundan dolayı onlara zarar vererek içindeki öfkeyi dindirecek. “Belamı arıyorum” diyerek dayak yemek istediği yer, belki de geçmişte aynılarını yaşadı dedirtiyor..

Leyla’nın da kalbi çok dolu. Hülya Soykan kurallarına rağmen nasıl dolmasın ki? Sevgisiz bir koca, sevgisiz bir anne, hapis hayatı gibi bir ev.. Canan Ergüder’in Leyla’nın defolarını oynamayıp yaşatmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Daha çok sahnesi olmalı. Hülya Soykan’ın yarattığı krallığın nasıl bir çöküşte olduğunu gösterin bize.


Gelelim Kıvanç Tatlıtuğ’un Aslan’ı oynamayıp yaşadığı sahneye. Leyla’nın aldatılmasını hazmedemeyip enişteyi öyle bir benzetti ki adam ölmüş olabilirdi. İçinden ikinci bir Aslan çıkışına şahit olduk ve bu karanlığın onu ne kadar esir aldığını da gördük. Böyle bir şiddetin alt metninde babasının annesini geçmişte aldatması geçiyor muhtemelen. Hülya’nın bu kontrolcü tavrı, Devin’in evlilik sözleşmesine aldatma ile ilgili koyulacak en ağır maddeyi koydurması da bunu yeterince açıklıyor. Ve öyle gözüküyor ki böyle bir durum varsa bunu bir Aslan biliyor..

Devin, Aslan’ın içinden çıkan karanlığa bakarken psikolog olmasına rağmen şaşırdı ve üzüldü. Çünkü insan bazen kendindeki söküğü kolay dikemeyeceğini anlar. İşte öyle bir andı başına gelen. Hayatına adeta bir danışanını almış gibi hissettiren o güvensiz his.. Kendisi çok dertsizmiş gibi aşık olduğu adamın tahmininden çok daha yaralı olması..

Bu da yetmezmiş gibi Yağmur’un her geçen gün kendini daha çok kaybetmesi.. Devin’in bütün bu olaylardan haberi olmaması, Yağmur’un tek başına savrulup gitmesinin sonucu çok kötü olacak. Aslan’ın mekanında olay çıkmasında Yağmur ne kadar haklı da olsa Soykan kurallarına eksi olarak yazılır.. Bir an önce ablası dağılmış kardeşini toplamalı zira konumuz aile.. Aşk, aileden sonra gelen bir oluşum olmalı, olabilmeli..

Aslan’ın Devin’in yanında yaralı bir kuşa dönmesi ve bilinçsiz hareket ettiğini söylemesi en azından yardıma ihtiyacı olduğunu kabul ettiğini gösteriyor.. “Beni Bırakma” diyor, hayatında hiç görmediği şefkati ona gösteren kadına. Devin, ben senin annen değilim dedi. Bunun ayrımı önemli. Devin’in Hülya’ya benzemediğini ve onu çok daha farklı seveceğini anlatması lazım. Ve gerçekten tedavi olması gerektiğini..


Devin’in Hülya’nın yaptırdığı evlilik sözleşmesini görmesi kötü oldu. Aslan, o sözleşmeyi kabul etmediğinde maddeleri hafifletmek ister zannetmiştim. Aksine sosyal medya kullanımını yasaklayan, adeta hayalete döndüren bir sözleşme hazırlamış. Sebep? Devin’in güç zehirlenmesi yaşaması.. Aslan, Devin’in bir Soykan olmasını istediği kadar bundan korkuyor da.. Annesinin bir kopyasının eşi olmasından korkuyor. Devin’in kendi üzerinde annesi gibi hüküm sürmesinden korkuyor. Devin’i tanıyor, biliyor. Fakat Soykan ailesine her girenin bu karanlığa çekileceğini düşünüyor. Devin, bu zinciri kıracak kişi. Yalnızca biraz zaman, biraz daha farkındalık ve güç lazım Devin için..
Devin’in yüzüne çarpan gerçekler bakalım onu kararından döndürecek mi? Yoksa kalıp mücadele mi edecek? Hikâyenin ne zaman psikolojik değil de olay örgüsü işlendiği kısımlarını göreceğiz merak konusu. 3 bitti, diğer çözümlemelerde görüşelim. Sevgiyle hep sevgiyle..
Yorum yok