Herkese merhaba, Kızılcık Şerbeti 22. Bölüm analiziyle karşınızdayım. Geçen hafta Nursema’nın, babasının Alev’e olan aşkını annesine itiraf etmesi şartıyla eve döneceğini yazmıştım. Nursema döndü, hem de öyle bir döndü ki. Başı dik, kararlı ve sert. Kendisine yapılanları uzun bir süre affetmeyecek gibi. Anne ve babasına söylediği her şeyde haklıydı. Fakat yine de annesine kıyamadı ve babasının itirafına engel oldu. Bu bölümde ön yargılarından uzak, hayata ve ailesine karşı sağlam duruşlu bir Nursema izledik, son iki bölümdür izlediğimiz gibi. Sonuna kadar arkandayız Nursema, devam.

Sönmez ve Mustafa’nın lokanta açılış hazırlığını izlemek keyifliydi. Sönmez’de Mustafa’nın yeri çok ayrı. Açılışta 6 Şubat’ta 11 ilde gerçekleşen ama etkisini tüm ülkece hissettiğimiz, unutmadığımız ve asla unutmayacağımız depreme yer vermeleri ince bir davranıştı. Sergiledikleri bu tavır ile dizi olarak kalbimizi tekrar kazandılar. Kıvılcım’ın Pembe’ye “Bir kadın olarak ben bu tarz şeyleri hazmedemiyorum açıkçası. Ülkemizde bu kadar kadın cinayeti oluyorken ve bunlara intihar süsü veriliyorken Nursema’nın böyle bir şeyle burun buruna gelmesi” demesiyle de Ünal ailesine kızgınlığını aktardığını gördük. Söylediklerinde o kadar haklıydı ki. Nursema ile konuşması, onu yüreklendirmesi de çok hoştu. İşte kadın dayanışması.

Metehan’ın çantasına atılan, içerisinde uygunsuz ve suç unsuru oluşturan görüntülerin olduğu flashbellek ortalığı iyice karıştırdı. Kıvılcım’ın hakkaniyeti ve genç kızları düşünmesi tam da bildiğimiz Kıvılcım dedirtti. Kuruldaki bir öğretmenin ihbarıyla koleje polisler geldi, oğlunun suçsuz olduğunu bilen Ömer, ne kadar uğraşsa da kimseyi inandıramadı ve flashbelleğin kendisinin olduğunu iddia ederek suçu üstlendi. Kıvılcım’ın bu konuda bile idealist davranması Ömer’i üzdü. Çiftin üzerinde bu olay yüzünden kara bulutlar dolaşacak gibi. Umarım belleğin sahibi hemen bulunur, suçlu cezasını çeker, umarım.

Doğa ve Fatih ikilisine gelince, işler rayına girdi sayılır. Fatih yaptığı jestle eşinin gönlünü almasını bildi ama bir belayı da başına sardı. Doğa ile araba baktığı galeride çalışan kız, Fatih’e kafayı taktı sanırım. Gelecek bölümlerde iyice musallat olacak gibi. Umarım Fatih bir hata yapmaz. Güzel bir jestle araları düzelen aşıklar, Doğa’nın gizlice staj yerini değiştirmesiyle kendilerini yine tartışmanın içinde buldu. Bir barışık bir küs giden çiftimizin eski mutlu günlerine dönmesini arzu ediyorum.

Dizide güldüğüm karakterlerden Nilay’ın abisi İhsan’ı unutmamak lazım. Dalavereci ama komik. Nilay’ın gözü kulağı adeta. Abdullah Bey ne yapsa, dakikasında kardeşine yetiştiriyor İhsan. Eski damat Kayhan da komik bir karakter bence. Bazen sinirleri bozsa da kendine has komikliğinin olduğunu düşünüyorum. Leman ile evlenmeyi kafasına koymuş, vekaletnameyi istediğinde evlenmeyeceğini anladım. Fakat evlenirlerse de ortalık karışır, söylemedi demeyin. Nilay demişken dükkanda tanıştığı kadın tarafından dolandırılması an meselesi. Belki biraz uslanır, ne dersiniz?

Gelelim Abdullah Bey’e, bu analizde pek bahsetmedik kendisinden. Doğa’ya bir nevi kızını koruduğu için teşekkür etti ve aldığı iki hediyeden birini Doğa’ya verdi. Abdullah’ın iki hediye aldığını İhsan’dan öğrenen Pembe, diğer hediyenin kime olduğunu merak etse de sorusunun cevabını bulamadı. Fakat diğer hediyenin gideceği yer belliydi: Alev. Zamanın önemini vurgulamak istercesine hediye olarak bir saat seçen Abdullah Bey, itirafı için özür diledi ve bir daha asla böyle bir şey olmayacağını söyledi. Alev’in, Abdullah Bey’in arkasından koşması çok şaşırttı beni. Abdullah’a neler söyleyecek acaba? Alev’den de bir itiraf gelir mi? Bekleyip göreceğiz.

Bu hafta daha sakin ve daha genel bir hava sezdim dizide. Bütün karakterlere tadında yer verilmiş gibiydi. Ortalık gerçekten iyice karışacak gibi. Haftaya yeni bölümün analizinde görüşmek üzere. Yerin bende hep ayrı olacak Kızılcık Şerbeti. Sevgiler…

Yorum yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir