
Tozluyaka ve Frizbi Tv sakinleri yeniden merhaba. Tozluyaka’da yine çok hareketli ve temponun düşmediği bir bölüm izledik. Başlık “Yaralılar” olsun dedim. Bu bölüm gerçekten de hem kalpten hem gerçekten kanayan yaralar gördük. En başta da Önder ve Çağrı olmak üzere. Çağrı büyük bir pişmanlığın eşiğinde. Yavaştan doğru tarafa geçiyor. Önder, çağrıya kızma konusunda haksız. Öte yandan Nesrin’in evlerine yerleşmesi ve Önder ile aralarındaki kavga Çağrı için çok yersiz.

Hem annesi ve babasının kavgaları, hem yaşadığı pişmanlık bu çocuğu hangi tarafa iter bilemem ama kötü çocuklar ekibini yakacak olan kendisi. Bu nedenle Çağrı cephesi mutlaka sabote edilecektir.

Dizide favori karakterim kesinlikle Arap. Bu noktada Can Bartu Arslan’ın mükemmel oynadığını söyleyebilirim. Büyük şanssızlığı ise abisi Bilal.

Bilal, evdeki herkes için fedakarlık gösterdiğini söylerken meğer fedakarlık dediği gizli aşkıymış. Arap, Bilal’i yakaladı fakat susmak zorunda kaldı.

Kader ve Bilal, Tozluyaka’nın toksik çifti olarak tarihe geçerler. Vefa’nın babasına yakalanmış olsalar da adamcağızın aklı kendine kadar bile yok. Ama elbet bir yerde açık verecekler. Bu arada bu çiftin hikâyeye ne gibi bir katkısı olur bilmiyorum ama Arap ve Zeynep’e aşk yazılırsa bu bir engel olur.

Dizide en sevdiğim detaylardan birisi de Derya ve Ali’nin Anne-Oğul ilişkisi. Derya, koşulsuz güveniyor oğluna. İyi de yapıyor fakat kendisi tehlikeleri görmekte biraz eksik. Kenan Yağızoğlu gibi bir adamın kolejinde tehlike eksik olmaz. Hele ki Berk gibi bir oğlu da varsa. Önder ve ikisinin birlik olup kolejdeki olaylara el atmaları gerekiyor.

Kenan demişken, kafamızda bir teori var. Malum Derya ve Kenan geçmişte birlikteydi. Buna göre bir ihtimal Berk ve Ali üvey kardeş olabilir. Eğer böyleyse hikayenin çatışması çok sağlam olur ve muazzam olaylar çıkar buradan.

Bu bölümde Berk’in neden böyle bir kişiliği olduğunu da ufak ufak çözmüş olduk. Kenan, Berk’e kızdığı zamanlarda bodrum kattaki bu odaya kapatıyormuş. Odadaki duvarlar yazılar dolu. Muhtemelen fiziksel şiddet de söz konusu.

Cemre ve Hazal cephesinde olaylar yine bildiğimiz gibi. Hazal yalanlar söylüyor Cemre ise inanıyor. Hazal çok iyi bir yalancı. Maskesini ise Çağrı’nın düşüreceğini düşünüyorum. Fakat bu kişi Ali olursa tadından yenmez. Cemre’nin gerçekleri görmesi lazım.

Tüm bu olaylar yaşanırken Berk ve Ali, bir hurdalıkta hesaplaşma halindeydi. Ali her ne kadar herşeyi kendi çözmeye çalışsa da eline yüzüne bulaştırdı. Ne demişler birlikten kuvvet doğar. Aslında mesele sadece Ali’nin değil tüm mahallenin meselesi. Ali, Berk’i kaçırarak öfkesine yenik düştü. Berk, öyle kuru şiddetle durdurulacak biri değil. Ona onun dilinden oyunlarla konuşmak gerekiyor.

Kenan, son ana kadar Berk’in başına bir şey geldiğini düşünmedi. Berk’in sesli mesaja bıraktığı ses kaydında “Telefonum kapalıysa ölmüşümdür” demesinden anlamalıydı. Tam bir narsist olan Kenan Berk’i de kendisine benzetmiş.

Bölüm sonunda, Ali, Berk’in telefonundan Çağrı’nın telefonuna bir mesaj gönderdi. Çağrı hesaplaşmak için Berk’in yanına gitti fakat hesaplaşma kanlı bitti. Tahmin edeceğiniz üzere suç yine Ali’nin üzerine kaldı. Bu noktadan sonra gerçekleri öğrenen Çağrı’nın doğru tarafa geçmesini ve gerçeklerin ortaya çıkışı için çabalamasını bekliyorum. Ali, Çağrı, Önder ve Derya birleşirse Kenanın yumuşak karnından yakalarlar. Bir klişeyi yıkıp da ebeveynler biraz çocuklarına güvenip onlara inansa keşke. Zaten çocuklarına inanmakta güçlük çeken ebeveynler yüzünden olayların çözülmüyor. Bakalım gelecek bölümler bizlere ne getirecek…
Yazının sonunu sıkılmadan görenler umarım hep sevgiyle kalır. Hem izlemeye hem de yazmaya devam. Yaralarda değil ama sevgilerde ve yorumlarda buluşalım.
Yorum yok