
Herkese yeniden merhaba sevgili Frizbi Tv okuyucuları! Dünyayla Benim Aramda 7. Bölüm aşk dolu sahnelerle karşımızda. Nedense her bölümünü büyük heveslerle yorumladığım bir iş bu. Bu bölüm de heyecanlı, su gibi aktı. Neler olmuş bakalım.

İlkin, Tolga ile karşılaştığında gördük ki hala daha ona karşı merhameti var. İçinde bir duygu kaldığından değil, Tolga’nın insan olarak iyi olmasını istediğinden. Çünkü İlkin böyle birisi. Kimseye düşman olamıyor, içinde kin tutmuyor.

Tolga, İlkin’in iyi görünmesine sevindi. Biraz da üzüldü, çünkü bu güçlü kadın artık onun yanında değil. Hayatındaki tüm şüpheler ile İlkin olmadan baş etmeye çalışıyor artık. Gittikçe daha dibe batarak.

Cüneyt, tüm bu olanlara rağmen Tolga’nın yalnız kalmasına izin vermedi. Yine bir krize yelken açan Tolga’nın gidecek başka bir yeri de yok zaten. Sinem’in Berlin olmaması,yalnızca bir şüphe olarak bile korkunç geldi Tolga’nın gözüne. Çünkü Tolga aslında o mesajları yazan özgüvenli, gizemli, zeki kadına aşık oldu. Ve o kadın ne yazık ki Sinem değil. Nitekim Tolga parçaları birleştirdi ve İlkin’in bu işin arkasında olduğunu anladı.. İşin garip tarafı şu ki; etrafı yakıp yıkmadı bu defa. İki kadın tarafından oyuna getirildiği halde , ilk kez empati yaptı ve İlkin’in bunları neden yaptığını düşündü.

Tolga kıvranarak hayatına devam ederken İlkin cephesinde işler bambaşka. Kenan, İlkin’in hayatındaki yerini çoktan aldı. Kenan’ın hikayesi oldukça üzdü beni. Hele bu hikâyeyi o yıkılmaz duvarlarını yıkıp gözyaşları içinde anlatması neydi öyle? O esnada ellerini sıkması, İlkin’in gözüne bakamaması.. Ah Kenan.. Metin Akdülger’in Kenan’ı çok güzel çok. Karizmatik olmak için zorlamayan, doğal, tüm yaralarına rağmen kendini duygularına kapatmayan, olağan akışta yaşayan biri. Alışık değiliz doğrusu. Normalde bu tip karakterler çok daha sert ve problemli yazılır, açılması, inadının kırılması zordur. Bu nedenle Kenan bizi rahatlattı.

Hal böyle olunca İlkin ile işi bitmesine rağmen gidemedi Kenan. Çünkü bir şey kalbinden yakaladı ve aşka bıraktı kendini. Sezon finalini zor izleyeceğim ne olur bozmayın bu ilişkiyi..

Vee mutlu son! İlkin, onu anlayan, huzurlu, sakin bir adamla birlikte artık. Kompleksleri olmayan, duygusal ve bilinçli birisi. Sanki biz yaşıyor gibi sevindik.

İki tip kadın var bu hikâyede. Biri, yıkılsa da korkmadan her durumdan güçlü çıkar, biri de her zaman boyunu aşan durumlara girer.. İşte birincisi İlkin, ikincisi de Sinem. Nereden nereye be İlkin! Umarım hep böyle devam eder.

Sinem, durumları elime yüzüme bulaştırdım artık durmam lazım demiyor. Çekip gitmek benim için en doğrusu da demiyor. Yapamadın işte, kabul et. Tolga’nın hayatı, hiç görünür olamamış, hala da olmak istemeyen Sinem’in sınırlarını aşıyor. Baş edemeyeceği bir hayatın başrolü olmaya çalışıyor Sinem. Her krizde, onu bu yola sokan İlkin’in kapısını çalarak yol bulmaya çalışıyor.. Tolga için aldığı ayna da tüm bunların ispatı gibi. Aynaya bak diyor, bende kendini gördüğün için bana geldin.. Tolga’nın kendini gördüğü kişinin, o mesajları yazan kişi olduğunu kabul etmeli.
Bu bölümden de bu kadar.. Bir dahaki analizde görüşmek üzere sevgili okuyucularımız. Aynı duygularda buluşacağımız yepyeni yazılarda buluşalım. Sevgiyle kalın..
Yorum yok