
Netflix, türk yapımı içeriklerini çoğaltırken çıta da giderek yükseliyor. Biz de izler izlemez sizin için inceliyoruz. İş, inanılmaz içine aldı. Kusurları olsa da izleyiciyi sağlam alan, karakterleri benimseten ve yormayan bir proje Zeytin Ağacı.

Engeller, insanların onları yenmesi içindir. Çünkü hayat engellere rağmen yaşanır. Sevgi de kanserin hayatını engellemesine rağmen yaşamayı istiyor. Ada, Leyla ve Sevgi’nin macerası tam da böyle başlıyor. Ada biraz asi, hayatla savaşına henüz başlamamış daha doğrusu bir savaşın var olduğunu henüz kabul etmemiş biri. Leyla ise olduğu gibi, hayatla dalga geçen, popüler bir sosyal medya figürü yapmış kendini. Ne olursa olsun neşesini yitirmiyor. Sevgi, huzurlu ve sakin bir karakter. Fakat yeri geldiğinde ise gözü kara. Annesi Muko hanım hep karamsar olduğundan biraz da ona geçmiş. Fakat Sevgi, kendini bulmaya kararlı.

Zeytin Ağacı, hem insanın kendini bulma hikâyesi hem de bu yolculukta aile ve dostluğun olmazsa olmazlığını anlatıyor. Ada, Leyla ve Sevgi Ayvalık’a yol alırken aslında kendi içlerine bir yolculuk yapıyorlar.

Zaman abi, bir doktor. Herkesten sakladığı bir diploması var. Aile dizimi adında bir terapi çeşidini yönetiyor. Bu terapide tüm katılımcılar “Role Play” yapıyor. Yani herkesi başkası oynuyor. Bu şekilde bilinçler arasında bir bilgi akışı sağlanıyor. Her katılımcı, geçmişte atalarından bugüne kadar gelen tüm travmaları ile yüzleşiyor. Terapi sanırım dizi için oluşturulmuş bir kurgu. Bilimsel dayanağı olmadığını duydum.

Zaman Abi, tüm katılımcıların geçmişlerini bilinç akışı yöntemi ile öğrenirken travmaları ile yüzleşmelerini ve bugünkü sorunlarının üstesinden gelmelerini sağlıyor.

Evlilikte elbet dalgalar olur fakat Ada ve Selim’in evliliği geçmişin yıkamadığı bir aşkın üzerine kurulmuş. Ada, sevdiği fakat aşık olmadığı bir adamla birlikte. Selim ise eşinin yıllarca eski aşkını unutmasını umutla beklemiş. Ada ve Selim bu yolculukta birbirlerine olan saygılarını yitirmemeye çalışıyor. Selim’ in başka bir kadından çocuğu olacak olmasına rağmen.

Toprak, Ada’nın asla unutamadığı eski aşkı. Sorumluluklardan hep kaçmış fakat eline yüzüne bulaştırmış. Yurt dışında bir kızı var. Ada, Toprak tarafında yıkıma uğramış. Bu yıkım da onun yolculuğu olmuş. Bundan dolayı da hep sevgisini göstermekten kaçmış. Babasını kaybetmesi, annesinin zorunlu terk edişi.. Ada kimi sevdiyse kime sevgisini gösterdiyse kaybetmiş. Kendine duvarlar örmüş, duygusallığının üzerini doktorluğuyla örtmüş. Bu sefer ise Sevgi’yi kaybetmeye niyetli değil.

Sevgi, adı gibi içinde sevgi taşıyan biri. Hastalıkların ilacının da sevgi olduğunun farkında. Gerçek aşkı bulmak, sevilmek, yaralarını iyileştirmek istiyor. Hayatı pembe gözlerle görmek istemek onun da hakkı.

Fiko, ismiyle yaşasın tam adı Tevfik Fikret. Şair ruhu içine işlemiş yani. Sevgi sayesinde aşkı buluyor. İlk görüşte aşık oluyor. Bir yara daha sevgiyle aşkla kapanmaya başlıyor yani. Kaldı mı böyle adamlar dediğimiz adamlardan Fiko.

Leyla,Leyla, Leyla! Başka bir alem Leyla. Arkadaş grubunda saçmalama denilip sürekli güldüğünüz, şakacı ama en derin girdapta sizi çekip çıkaran o kişi vardır ya hani? O kişi Leyla işte. Hayatın ve eşi Erdem’in ona attığı kazıklara inat Leyla yine aynı Leyla. Biraz önce ağlamaktan gözleri şiş olsa da biraz sonra takipçilerine Ayvalık’ta ne yenir anlatabilir Leyla. Ve bir de uslanmaz bir aşık Leyla.

Erdem, yalnızca oğlu Sarp ve Leyla’nın değil kendi kıymetini de bilmeyen, gururu olmayan bir adam. Leyla, hayatını ona adamışken o ise hayatını kendine adamış. Bunun bedeli de bir kanun kaçağı olmak..

Sanırım hepimizin hayatında Muko anne gibileri var. Hayata hep bardağın boş tarafından bakan, hep mantık çerçevesinde düşünmeye çalışan. Bazen de hayatın akışına bırakmak lazım. Aşk konusu da böyle bir konu. Mantığı hiç eden. O da Sevgi için mantık evliliği istiyor fakat Sevgi, aşkı mantığına uyduran bir kadın. Sevgi, iyi bir adamı sevdi. Bazen iyi bir adam sevmek tüm mantıkların toplamıdır.

Ada da aşk ve mantık arasında kalan bir kadın. Gitse çözüm değil kalsa ne olacağı belirsiz bir düğüm içinde. Aynı zamanda kendiyle en çetin savaşını veriyor. Annesini kaybettikten sonra ona göstermediği sevgiden pişman. Hayat kısa durma yap diyor ve geçmişten kurtulup şimdiye bakmamız gerektiğini hatırlatıyor kendine. Zaman Abi ve terapilerine her he kadar karşı çıkmış olsa da Aile Dizimi, Ada nezdinde fayda buluyor ve geçmişin yüklerini sırtından atıyor.

Toprak, bu zamana kadar hep sorumluluktan kaçmış, bir günü bir gününü tutmamış. Tüm bu düzensiz yaşantısı aslında geçmişte ailesinin yaşadığı göçebelik sebebiyle. Zaman Abi ve terapileri Toprak için aşk anlamına geliyordu. Çünkü Toprak, en büyük travmasını yaşarken aşkını kaybetti. Şimdi ise aşkını yeniden kazanma zamanı.

Geçmiş, gelecek, şimdi derken kendimizi unutuyoruz. Önemli olan hangi zaman dilimi olursa olsun kendimize yolculuk. İnsan, geçmişini sırtından atmadan ne şimdiyi yaşayabilir ne de geleceğe gidebilir. Kambur olursanız hayatta, ne dik durabilirsiniz ne de rahat yürüyebilirsiniz. Bir Zeytin Ağacı hatırlatır kökleri. Nereye giderseniz gidin, hangi yola saparsanız sapın siz kendiniz kalmaya devam edeceksiniz. Hayatın size bunu unutturmasına izin vermeyin yeter..
Yorum yok