
Herkese merhaba sevgili Frizbi Tv sakinleri! Herkesin bildiği üzere uzun bir süredir bu diziyi bekliyorduk. Oldukça heyecanlıydık ve 21 Aralık yani en uzun gecenin gelmesini bekledik. Bu analizi yazdığıma hala inanamıyorum! İzlerken “Aaa! Biz İlker Kaleli’yi televizyonda izliyoruz!” aydınlanması oluştu. Kendisini çok özlemiştik, 3 yıl aradan sonra çok farklı bir hikâye ile bizlerle. Arak, ilk bölümü ile Show TV ekranlarında yerini aldı. Başrollerini İlker Kaleli ve Öykü Karayel’in paylaştığı dizide usta bir oyuncu kadrosu var. Bennu Yıldırımlar, Yıldıray Şahinler, Cem Zeynel Kılıç, Tülin Özen, Mehmet Özgür ve İlker Kızmaz gibi usta isimler kadroda. Dizi, bir hırsızlık hikâyesini anlatıyor. Fakat bize aslında bir soru sorduruyor. Hırsız aslında kim? İnsanların parasını, malını, mülkünü çalan mı daha çok hırsız yoksa hayatını çalan mı?
“Arak” kelimesi burada “Araklamak” anlamında kullanılsa da aslında baş karakterimizin isminin tersi. Yani Kara’nın tersi Arak.

Dizi, Talan kardeşlerin hırsızlık ile olan imtihanına odaklanırken aynı zamanda geçmişte babalarının karıştığı bir cinayetin bedelini ödüyorlar. Hırsızlık ile geçimini sağlayan Talan ailesi, geçmişte girdikleri evde bir cinayete bulaşırlar. Kadın ölür ve babaları da hapse gider. Ancak bu ölüm, onların bildiği gibi olmamıştır. Babaları aslında suçsuzdur. Babalarının bu suçu üstlenmesinin sebebi kimdir, kimlerdir? Üç kardeşten ortancası Kara, o günden sonra asla eskisi gibi olamaz. Artık büyümüştür ve canı gibi sevdiği, tek dayanağı babaannesini kaybetmiştir. Artık gerçek suçluları aramak için çıktığı bu yolda yanına kardeşlerini de almalıdır. Çünkü babaannesinin ona tek vasiyeti budur. Üç kardeş, yıllar içinde ayrı düşmüşlerdir ve Kara, onları tekrar bir araya getirmelidir. Yıllar sonra babannelerinin ölümü, onları tek bir acıda buluşturur..

Bennu Yıldırımlar, Sema Talan rolü ile bizlerin karşısında. Dizi, bir geçmişe bir günümüze bir de geleceğe gidiyor. Günümüz sahnelerinin çekimlerinde kendisine yaşlandırma makyajı yapılmış ve çok acayip olmuş, bayıldık. Çok da seviyoruz kendisini ancak flashback sahnelerinde izleyeceğiz.

Sedat Talan, yani en küçük kardeş, günümüzde hapiste. Öfkeli, deli dolu, kendine yıllar boyu duvarlar örmüş. Hayatı dört duvar arasında kavga dövüş geçiyor, gidiyor. Aslında çok duygusal birisi fakat hayat ondan tüm çocukluğunu almış. “Gerçek hırsızlar, insanların hayatlarını çalarlar.” bakış açısı ile ilerleyen dizi, hırsızlığa çok başka açılardan baktırıyor. İnsanların neler yaşayıp da böyle yollara saptığını anlatıyor aslında bize.

Yosun Altan yani Zehra Talan, geçmişine bir duvar çekmiş. Yeni hayatında polisiye yazarı olan Yosun, çok ünlenmiş. Kardeşlerini yıllardır görmediği gibi ismini de tamamen değiştirmiş. Ancak geçmişimize ne kadar küsersek küselim içinde bizi biz yapan değerler saklıdır. Karakterimizi, duruşumuzu, yaşantımızı şekillendirir geçmiş. Eskiden yapılan hatalardır, düşüşlerdir bizi günümüze, geleceğe taşıyan. Yolların engebelerini böyle aşarız. Ancak Yosun’un bunları kabullenmesi zaman alacak gibi görünüyor. Her ne kadar kabul etmek istemese de o da özlüyor kardeşlerini ve Sema Sultan’ı.. Tülin Özen rolüne inanılmaz uyumlu olmuş. Ben bayılıyorum böyle yaralı karakterlerin yaralarını gizleme mücadelelerine..

Kara Talan.. “İsmim değil kaderim” demekle ne kadar da haklı.. Acıların tüm yükü ona kalmış, babaannesine o kol kanat germiş. Yetmemiş tüm mahalleye de yetişmiş. Kendine yıllar içinde bir çete kurmuş. Robin Hood çetesi diyebiliriz. Kötü kalpli zenginlerden alıp mazlumlara, ezilmişlere veriyorlar diyebiliriz. Onların yaptığı başka türlü hırsızlık işte. Dünyanın bozuk düzenine, fakirin ezilmişliğine bir isyan gibi diyelim. Sınıf ayrımının en keskin hissedildiği şu dönemde anlatılması belki de ilgi çekici oluyordur. Kara, şahane bir karakter. Çok iyi yürekli o kadar belli ki. Yaptığı her şeyi çalınan çocukluğu, içinde büyüyemeyen o çocuk için yapıyor. Zeki, komik ve aynı zamanda da çevik. Bir anda nereden çıkacağını asla kestiremezsiniz. Siz yanınıza sağınıza solunuza bakana kadar o alır alacağını. İlker Kaleli yine ne yapmış etmiş bizi kendine bağımlı yapacak bir “Kara” bulmuş, onu “İlkerKalelice” diline uyarlamış. O dil çok başka bir dil bilen bilir. Böyle bir şey var, karakterlere mükemmel bir imza atıyor, iz bırakan, yıllar geçse bile silinmeyen..

Zeynep Çınar.. Öykü Karayel’in harika hayat verdiği o inatçı, deli dolu, çılgın kadın. Zeynep’e bayıldım. Yine ekranda alışık olduğumuz kadınlara benzemiyor. Hayatla olan derdi ile gün be gün güçlenmeye çalışarak, pozitif olarak baş etmeye çalışıyor. Zeynep, annesiz ve despot bir babayla büyümüş. Yıllar önce, Kara’nın babasının karıştığı cinayetin faili Zeynep’in annesi.. Ne yazık ki korkunç bir senaryo ele geçirmiş hayatını. Kara gibi onun da tek dayanağı var, o da kardeşi Rüzgar. Zeynep ve Kara çok benzerler. İkisinin de hayatla dalga geçen tarafları var. İkisi de haksızlıklar ile sonuna kadar mücadele eden iki özgür mü özgür ruh..

Rauf rolü ile karşımıza çıkan Mehmet Özgür ise dizinin kötü adamı. Kendisi çok usta bir isim. Zeynep’in babası, ekonomi profesörü ve anladığımız üzere yer altı dünyasının meşhur ismi. Kara’nın en büyük düşmanı. Talan ailesinin onunla görülecek büyük bir hesabı var. Zira babannemiz Sema Sultan, herşeyi onun yaptığını hatırladıktan sonra intihar etti.. Rauf Bey ile Kara’nın hesaplaşma sahnelerini iple çekiyorum.

Rüzgar Çınar ise Zeynep’in biricik kardeşi. Babasının pozitif ayrımcılığına maruz kalan, sevgisiz ve annesiz büyümüş bir çocuk. Kaybedecek hiç bir şeyi yok Zeynep’ten başka. Demircan Kaçel, son dönemde akranları içerisinde en çok parlayan isimlerden. Çok yetenekli, nefis oyuncu. Rüzgar’ı tanıdıkça daha çok seveceğimize eminim.

Harika bir ilk bölüm izletti bize Arak. Çok hareketli, akıcı, akıl oyunları ve zeka kokan bir bölümdü. Aynı zamanda çok da dokunaklıydı. En çok etkilendiğim sahne Kara’nın gözü önünde intihar eden babaanne Sema Sultan’ın ölümü oldu. Gelecekte sorgu odasında konuşan, yaşlanmış ve bitap düşmüş Kara, olanları acı dolu anlatırken neler olacağını merak ediyorsunuz. Günümüzdeki deli dolu Kara’nın da intikam için ne kadar ileri gidebileceğini izlemek istiyorsunuz. Aynı zamanda Kara ve Zeynep’in imkânsız aşkına şahit olmak çok yürek burkacak. Aynı zamanda tekrardan aşkın gücünü sorgulayacağız.
Acaba Kara, aşkı için intikamindan vazgeçer mi? Yoksa intikamı onun için vazgeçilmez mi? Kafamızda deli sorular ile ikinci bölümü bekliyor olacağız. İlk bölümün bu hareketliliğine rağmen reytinginin böyle gelmesi üzmedi değil fakat ileriki bölümlerde izleyicinin mutlaka şans vereceğini düşünüyorum. Yalnızca kanal ve yapım tarafından daha çok tanıtılmalı.. Umarım bu güzel hikâye uzun soluklu olur. Sanırım ben Arak ile ilgili daha çok konuşacağım. Haftaya tekrar görüşürüz. Neydi parolamız? Çok sevgi..
Yorum yok