Herkese selamlar Frizbi Tv okuyucuları. Sizlerle yine Kara analizinde buluşuyoruz. Konuşacak o kadar çok şey var ki.. Ben anlatabildiğim kadar anlatayım. Biraz dizi, biraz da iç dökme diyelim.

Sizin de bildiğiniz gibi 3. bölüm çok hareketli, adrenalin eksik olmayan bir bölümdü. Karşılığını reyting listesinde alamamış olsa da bizim kalbimizde çoktan baş köşeye oturdu.

Kara, intikam planını gittikçe derinleştirirken çevresinin durumdan nasıl etkileneceğini pek düşünmüyor doğrusu. Yazılış itibariyle Kara zaten çok gri bir karakter. Ne beyaz diyebiliriz ne de siyah. İntikam gözüne öyle bir perde çekmiş ki, gözünün önünü göremiyor..

Önceki bölümde, Kara’nın mekanına Zeynep gelmişti. Bu bölümde gördükleri pek de hoşuna gitmedi çünkü o gizemli Kara, sandığı gibi biri değildi. Evine giren hırsız, Kara’nın deposundan çıktı. Zeynep her ne kadar hislerinin peşinden gitmiş olsa da, yaşadıkları bambaşka. Aslı, Kara’ya olan aşkını itiraf etti. Açıkçası bana bu aşk geçmedi. Aslı, kimsesi olmadan bu yaşa geldiği için onlara bir nevi kol kanat geren Kara’yı bir büyüğü, ebeveyni yerine koydu belki de. Adına da aşk diyor. Zeynep ise tüm bunları ne yazık ki duydu..

Zeynep bu kadar şaşkın iken Kara’nın aslında kim olduğunu araştırmasını beklerdim. Gazeteci kimliği ile cesaret edilemeyen haberleri yaptığı anlatılırken gizemli gözüken birini de araştırması çok zor olmasa gerek. İzleri takip edip o meşhur cinayet gecesinin ikinci mağduru olduğunu bir şekilde bulmalıydı. Meltem’in muhtemelen ne var ne yoksa zaten bilmesi ve Zeynep’in de arkadaşını hiç tanıyamamış olması korkunç. Zeynep bir cam fanusta ve tüm kötülüklerden tüm olanlardan habersiz ve hiç de şüphe etmiyor.

Aşırı korumacı Rauf’un evine kameralar koyması, Baykal’ın sürekli Zeynep’in peşinde dolanması, evine giren hırsız kız.. Zeynep’in bu olayların içindeki o ortak noktayı bulamaması çok ilginç. Kim uyandıracak bilemem. Kara’nın da sanki bir tesadüf gibi sürekli karşısına çıkması da onu şüphelendirmedi. Düşünüyorum, ilk bölümde Kara’nın Zeynep ile birlikte vapura giden gizli bir alt geçitten geçmeleri beni korkutmuştu. Zeynep hiç sorgulamadı sen böyle gizli yerleri nerden biliyorsun ve ne için kullanıyorsun diye. Her neyse, sanırım biraz da Kara etkisi diyebiliriz buna. Öyle bir etkisi altına alıyor ki çıkamıyorsunuz. Bir bakışı yetiyor. Bizi bile ekranda bu kadar etkisi altına aldıysa Zeynep’in halini düşünemiyorum! 🙂

Kara, Rauf’un can damarından vurmaya çok kararlı artık ve eylemlerine hız verdi. Önce, takıntı derecesinde koruduğu kızına yaklaştı şimdi de onu kaçırma planı yaptı. Rauf’un bu işi Kara’nın yaptığını öğrenmesi o kadar kolay ki. Bunun için Halim’i sorgulamasına gerek bile yok aslında. Zamanında iftira attığı Necip Talan’ı hatırlaması yeter de artar bile. Eminim tüm olayları, aileyi, kardeşlerin neler yaptığını adı gibi bildiğine. Bu arada, kızının evine kamera koyan adam ikisinin görüştüğünü bilmeyecek mi, tabii ki biliyordur. Bakalım bunların altından ne çıkacak.

Halim tam bir karakutu bana kalırsa. Her şeyi biliyor fakat Kara’nın haberi olmasın istiyor çünkü onun yapacaklarından korkuyor. Bilmiyor ki başka şekilde öğrenirse daha beter olacak.. Bu hikaye çok kısa olmamalı, konuşacak, anlatılacak o kadar çok şey var ki. Her karakterin altından bambaşka gizemler çıkacak ve bizi ters köşeye yatıracak gibi duruyor. Normalde karakter analizi yapa yapa yorumlardım fakat burada her karakterin içinden ne çıkacak kestiremiyorum. Öyle bir gizem var hikayede. Kara ve Zeynep’in meyhane sahnesinde onun gözündeki korkuyu net gördük mesela. Biliyor ama konuşmaktan korkuyor.

Tabii bu sırada Yosun ve Rüzgar da sonunda yakınlaştılar. Birbirlerinin düşman ailelerin çocukları olduğunu bilmeden. Aslında Yosun kendini aşka kapamış gibi gözüken biri fakat Rüzgar’ın da öyle orjinal bir havası var ki yaş farkı da çok sorun değil gibi. Bana katılanlar olacaktır, katılmayanlar olacaktır. Biraz fazla fark var gerçekten. Sonu nereye gider bilmiyorum ancak aslında bu yakınlaşmanın asıl sebebi iki yaralı insanın birbirinde derman bulması diyebiliriz. Yosun, aslında kardeşleri gibi orjinal birisini tanıdı, ona önce bir abla gibi yaklaştı ancak büyüsüne de kapılmadı değil. Rüzgar ise annesiz büyümüş, sevgisiz bir çocuk. Takdir edilmek, keşfedilmek ve bunu neden yaptın diye yargılanmamak hoşuna gitti. Demircan Kaçel ve Tülin Özen asla aklıma gelmeyecek bir ikiliydi.. Fakat harika oynadıklarını da söylemeden edemeyeceğim. Hikâyelerini daha uzun izlemek istiyorum..

Bir eleştirim var aslında, hikâyeyi çok beğeniyorum ancak Rauf ve çevresindekilerden Kara kadar nefret etmeliyiz. Kara kadar bilenmeliyiz. Talan ailesinin acısı çok cool anlatılmış mesela. Biz o çaresiz 3 çocuğa çok daha fazla üzülmeliydik. Baba-oğul bağlarını çok daha fazla hissetmeliydik. Tek sorun Kara’nın nefretine daha çok inanmamız. Rauf ve Baykal’ın yaptıklarından daha çok nefret etmeliyiz mesela.

Kara, gerçekten çok özenli bir hikâye, çok kaliteli bir iş. Oyunculuklar, kadro, çekimler, müzikler.. Tv ekranlarında böyle işlere çok alışık değiliz. Başrollerin gri karakterler veya anti kahraman olması mesela genelde cesaret edilemeyen bir şey. Öncelikle buna cesaret ettikleri için de ayrıca teşekkürler. İçinde intikam olan işleri hep sevmişimdir. Hep ilgimi böyle işler çekmiştir. İlker Kaleli inanılmaz iyi oynuyor bayıldım, her zamanki gibi ancak bu sefer çok başka bir havası var. Biraz korkutucu aslında, karakterin ne zaman ne yapacağı belirsiz. Çok fevri ve çok sert olabilecek biri, ancak yine yumuşatılmış. Zeynep ile tanışmak, ona aşık olmak Kara’yı yumuşatacak, dinginleştirecek. En çok karakterlerin geçireceği evrimi merak ediyorum. Umarım o kadar şans tanınır.

Ne yazık ki televizyon işlerinde genel konular belli, işleyiş belli. Halkın ne izlediği de belli. Açıkçası izleyicide böyle bir karşılık bulması kanal ve yapım tarafından reklamlara özen gösterilmemesi diye düşünüyorum. İnsanların emeklerinin bu denli harcanması gerçekten büyük ayıp. Her ne olursa olsun Kara benim için ve Frizbi Tv için çok özel bir iş olarak kalacak.

Bu arada diziye harika bestesi ile katkıda bulunan İlker Kaleli’nin “Harami” şarkısının diziye çok yakıştığını söylemeliyim. Başarıları daim olsun, yüreğine emeğine sağlık.

Dizi ile ilgili çok fazla iç dökmek istiyorum fakat sizi de sıkmak istemiyorum. Umarım okuyanlar beğenir ve yolumuz biraz daha uzun olur. Son olarak yazıyı okuyacaklara bir notum var o not da çok sevgi, teşekkürler. 🙂

Yorum yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir