Herkese tekrardan selamlar! Gündemden dolayı uzun zamandır canımız sıkkın biliyorsunuz. Açıkçası keyfimi yerine getirecek ne izleyebilirim diye bakarken Merve Kült’ün bu ihtiyacımı karşılayabileceğini hissettim. Uzun zamandır keyfimi böyle yerine getiren bir film izlememiştim. Genelde polisiye tercih ettiğimden romantik komedi tarzındaki Merve Kült, yazın ilk haftalarında bana iyi geldi. Beklentinizi yukarı çıkartmadan açıp keyifle izleyeceğiniz komik bir film olmuş. Ahsen Eroğlu, Ozan Dolunay, Zuhal Olcay, Ferit Aktuğ, Esra Akkaya, Mine Tugay, Arif Pişkin, Ege Aydan, Burcu Türünz gibi başarılı isimleri buluşturan film, Ceylan Naz Baycan’ın aynı adlı kitabından uyarlama.

Film, Merve Kültür adındaki esas kızımızın hayatını sıfırdan inşa etmesini ve bu yolda yaşadıklarını anlatıyor. Merve, sorunlu bir ailede yetişmiş, modaya çok ilgi duyan, panik atak hastası ve aynı zamanda komik biri. Kalıplara sığmak istemeyen, olduğu gibi kabul edilmek isteyen biri. Kendine has giyim tarzı, hazır cevap oluşu, bitmek bilmeyen inadı, onu Merve Kült yapan özellikler. Başta annesi ile ters düşmesi, daha sonra önüne çıkan tüm engelleri sadece iç sesini dinleyerek aşmaya çalışması onu Merve Kült olma macerasına taşıdı. Ahsen Eroğlu çok sevdiğim bir oyuncudur, çok da sempatik birisi. Açıkçası bu rol için biçilmiş kaftan olmuş.

Anıl Gürman, zengin, ketum, acımasız ve intikam hırsı dolu bir patron. Ta ki yolu Merve ile kesişene kadar! Anıl, Merve’nin ve arkadaşlarının oturduğu apartmanı satın almak ve zamanında aynı apartmandan atılmış ailesinin intikamını almanın peşindedir. Ancak her zaman olduğu gibi araya aşk girinceye kadar.. Merve, Anıl’ın bildiği tüm ezberleri bozdu. Evinden atılmak üzere iken bir tanışma uygulaması geliştirmek ve yatırımcı bulmak üzere ekip kuran Merve, şans eseri kendine bir yatırımcı bulur. Evden atılmamak için girdiği bu para kazanma macerasında yolu Anıl ile kesişir.. Anıl, uygulama fikrini çok beğenmiş gibi yapsa da tek amacı Merve ve annesinden intikam almaktır.. Çünkü ne yazık ki Anıl’ın babası, Merve’nin annesi Nevra Kültür’ün eski aşkıdır.. Biliyorum çok klişe bir konu. Fakat böyle düşünmeden, beklentiye girmeden izlerseniz gerçekten keyifli bir film.

Fikrini Merve’nin bulduğu bu tanışma uygulaması, iki kişinin fiziksel özelliklere takılmadan, çeşitli maskeler takarak görüntülü konuşması üzerine kurulu. Yani önemli olan dış değil iç güzellik temalı.. Anıl, bu fırsatı kaçırmaz ve “Kurt” maskesi ile “Ceylan” kılığına giren Merve’ye yazmaya başlar. Böylece Merve’nin aslında ne kadar güzel bir insan olduğunu anlar. Ozan Dolunay, iyi ki Anıl olmuş bu arada, Ahsen Eroğlu ile aralarındaki uyuma bayıldım.

Anıl, uzun zamandır kimseden görmediği sıcaklığı ve dürüstlüğü Merve’nin kalbinde buldu. Merve ise ilk defa kendine ve hayallerine destek çıkan o adamı buldu. Annesi bile destek çıkmaz iken Anıl ona adım atması gerektiğini, aksi takdirde başkalarının ondan önce davranacağını öğütledi hep. Merve de öyle yaptı. Fikrini hayata geçirmesi zor da olsa pes etmedi. Ve sonunda o kalıplara sığmayan ilhamını tasarımlarına taşıdı. Böylelikle tüm kadınların ve en önemlisi “Sokağın Sesi” oldu. Çünkü Merve Kült artık her yerdeydi. Her sokakta onun gibi giyinen genç kızlar olmaya başladı. O artık bir fenomendi.

Tabii ki Merve’nin yolculuğunda emeği geçenlere değinmezsem olmaz. Merve ve arkadaşları pes etmediler ve en sonunda hayal eden ve başarmak isteyen tüm gençlere ilham olmayı başardılar. Bu arada favori karakterlerimden biri de Burcu Türünz’ün canlandırdı Nil karakteri. Bir repliği çok hoşuma gitti. Sevdigi adam, ona aşkını itiraf ediyor fakat “Biliyorum ama şimdi olmaz, uygulamayı bitirmemiz lazım” gibi bir cümlesi var. İç sesim niteliğinde. Sanırım ben Nil gibi kariyeri ön planda tutardım. Ve Nil gibi yakın arkadaşımı desteklerdim.

İşte o muhteşem ekip! Kültür apartmanı sakinleri. Nevra Kültür’ün yapabileceğine inanmadığı kızı için defileye bile çıkması muazzam bir detaydı. Zuhal Olcay ve Ahsen Eroğlu muhteşem anne- kız olmuşlar! Ferit Aktuğ’un falcı Şehmuz karakteri de çok iyiydi ama keşke biraz daha izleseydim dedim. Bu arada Esra Akkaya ve Ferit Aktuğ’un eğlenceli hallerine de bayıldım. Komşu gibi komşular! Arif Pişkin, terzi Hamdi olarak Merve’nin en büyük destekçisiydi. Çünkü Merve’nin kalıplara sığmayan tasarımları onun elinden de geçti.

Ben her zaman, bir kadının bir şeyleri zorluklarla başardığı hikâyeleri sevmişimdir. Kötü de işlenmiş olsa benim nezdimde hep bir adım öndedir. Belki filmi izleyenler bu hikâyeyi biraz toz pembe bulabilir. Fakat yine de nefes aldıran, ilham veren, gülümseten bir iş olmuş. Sonunda Merve’nin başardığını ve alkış aldığını görmek duygulandırdı. Çünkü gerçekten Merve bizden biri, bizim gibi hayalleri, istekleri, engelleri olan biri. Bunları kendi kendine, en çok kendine inanarak başarmasıydı güzel olan. Bazen kimse sana inanmazken kendine inanmayı becermen gerekir. Merve işte onu yaptı. Zincirlerini kırdı, pes etmeden başardı. İkinci filmde de Merve’nin zirvede kalmaya çalışma öyküsünü izlemek isterim. Yeni bir rakip çıkmasını mesela.. Bakalım neler olacak, ikinci film gelecek mi? Siz ne düşünüyorsunuz? Film size de ilham oldu mu? Yorumlarda mutlaka buluşalım. Herkese hayallerine giden yolda bol ilham, bol şans dilerim! 🙂

Yorum yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir