Ya Çok Seversen: Zor Tercih

Herkese merhaba arkadaşlar. Geçen bölüm Ateş ailesini kaybetmemek için boşanmaktan vazgeçmişti. Öncelikle bu bölüm geçen bölümü fazlasıyla telafi etti. Gereksiz sahnelerin olmadığı, hikayenin su gibi aktığı, harika bir bölümdü.

Ateş’in bencilce davrandığını düşünen Leyla, sözleşmenin getirdiği şartları öğrenince Ateş’e hak verdi. Artık ellerinde tek bir şans vardı evcilik oyununu oynamaktı. Aslında bu biraz kendilerini kandırmaktan başka bir şey değildi. Aşk denen bataklıktan çıkmaları çok zor artık. 🙂

Berit: Ben okula başlıyorum, biliyor musun Ateş?
Ateş: Sonunda! 🙂

İnanılmaz komik bir sahneydi. Ateş, Berit’in artık her şeye karışması ve çok konuşmasından bıkmış olmalı ki sonunda bu tepkiyi verdi. Burada Kerem Bürsin birçok ebeveynin ruh halini yansıttı. Ateş’in Berit’e kahvaltı yaptırması kesinlikle Arven ve Kerem’in tatlı ilişkisinden ibaretti. Çok tatlılar. Başka bir projede bu ikiliyi baba – kız olarak görmeyi çok isterim.

Haftalardır bizleri sinir etmekten başka bir şey yapmayan Yakup’un, Aydos’u kurtarması ona olan nefretimi biraz azalttı. Güzel sahneydi.

Bir kolye bu kadar üzücü olabilirdi. Küçüklükten beri bir kolyeye sığınan ve annesinden artık umudunu kesmiş olan Leyla’nın kolyeden vazgeçmesi, annesinden vazgeçmesi anlamına geliyordu. Bu kolye bu kez Leyla’nın annesini yaraladı. Esra Kızıldoğan ve Hafsanur Sancaktutan sahnelerini izlemek harika.

Leyla’nın annesinin peşinde olan Füsun, adım adım gerçeğe yaklaşıyordu. Füsun kötü bir karakter olsa da izlemesi inanılmaz zevkli bir karakter. Dizinin senaryosunun hızlı ilerlemesinde onun hamlelerinin çok etkisi var. Hatice Aslan gibi muhteşem bir oyuncuyu bu hikayede izlemek çok büyük şans bizim için.

Dizinin tartışmasız en üzücü sahnesi İlter’in eve veda ettiği sahneydi. Kerem Bürsin ve Şerif Erol bu sahnede adeta gözleriyle oynadılar. Muhteşem bir sahneydi, Bruce Wayne ve Alfred’in veda sahnesi geldi aklıma, aralarındaki bağ o kadar özel ki Ateş ve İlter çok iyi işlendi en başından beri. Burada İlter aslında kendisine yalan söylenmesinden rahatsız değildi, ailenin değerlerini o kadar kutsal görüyor ki ve bu değerlerin zedelenmesine çok üzüldü. Çok beğendim sahneydi, emeklerinize sağlık!

Ateş, İlter’le vedalaşmadı çünkü bu bir son değildi. Ateş’in İlter’e en yakın dostu olduğunu söylemesi çok özel bir itiraftı. Leyla’nın deyimiyle öküz olan Ateş, yavaş yavaş kediye dönüşmeye başladı. Onların ilişkisi baba – oğul, abi – kardeş gibi çok özel bir ilişki. Ateş ona veda edemedi çünkü Ateş ve İlter birbirlerinin eviydi ve bu ev asla yıkılmaz. Bu tür ilişkiler bir veda ile son bulmaz.

Dizide favori karakterlerimin başında gelen Ilgaz’ın, önüne geleni azarlamasına bayılıyorum. Her şeyin farkında ve karşısındaki abisi bile olsa gerçekleri yüzüne çok güzel vurdu. Lara Aslan’ın inanılmaz doğal oyunculuğu diziye çok başka boyuta taşıyor. Ilgaz küçük olabilir ama her insan yaşadığı acı kadar büyük diye bir gerçek var. Bu sayede Ateş ve Leyla, herkesi bu kadar kolay kandıramayacaklarını bir kez anlamış oldular.

Yönetmen Ali Balcı olduğu için dizide “Aşk Kırıntıları” şarkısının çalması beni yıllar öncesine götürdü ve aklıma biricik Zeyker’imiz geldi. Dejavu oldum. Çok güzel bir sahneydi, bu tür sürprizleri seviyorum.

Dizilerde en sevmediğim şey gereksiz reklam yapılması ve bu durum çok rahatsız edici oluyor fakat Ya Çok Seversen Yumoş reklamını diziye çok güzel yedirmiş. Kerem ve Hafsanur’un içimizi ısıtan hallerini görmek güzel oldu. Reklam değil, diziyi izler gibi hiç bütünü bozmadan çok güzel sahneler çekilmiş. Keşke herkes böyle yapsa.

İlter’in eve dönmesi için, ailesini görmesi yetti bile. Herkes gider, İlter kalır. Bu sahnede Berit’in sana bir daha Monşer demem eve dönersen demesi çok komikti. Bu bölüm özellikle Berit’in replikleri çok güzel yazılmış. 🙂

Berit: Siz de mi sevgilisiniz?
Umut: Başka neler biliyorsun mesela?
Berit: Mesela Ateş ve Leyla, sizden daha eğlenceli 🙂

Berit bu bölüm adeta şov yaptı, Arven Yavuz’a hayran olmamak elde değil. Ayrıca bu sahnede Umut’un Leyla ve Ateş’in sevgili olmadıklarını söylemesi ne kadar kötü niyetli olduğunu bir kez daha gösterdi Bige ile kötülükten başka bir şey yaptıkları yok. Tam umut ediyorum düzelir diye, işin sonu kötülük ile sonlanıyor.

Konu aile olunca kardeşlerin dayanışması muhteşem değil miydi ya? Bayıldım sahneye. Füsun istediği kadar plan yapsın, bu kardeşleri kimse yenemez. Her zaman sakin olan Aydos bile kavgaya son noktayı koydu, çok güzeldi. Ne güzel aile oldunuz siz, Arcalı kardeşler şov yapmaya devam ediyor!

Leyla’nın annesinin gerçek adının Zeynep olduğunu öğrenen Füsun, hemen saldırıya geçti. Herkesi şantaj yaparak elinde tutmaya çalışan Füsun, burada da insanları kendine mecbur bırakmayı başardı. Anlatılan hikayeye göre, Leyla’nın annesi, kızını kocası yüzünden terk etmiş tabii bu hikayenin derinine inmek lazım. İddia ediyorum ki dizi 13.bölümde final yapacak olmasaydı kolye konusu ve Leyla’nın annesinin hikayesi kesinlikle Arcalı ailesi ile alakalı çıkacaktı. Bu konuda biraz içim buruk.

Bu sahnede Ateş ve Leyla’yı değil, Kerem ve Hafsanur’u izledik kesinlikle. Set sırasında da çocuk gibi birbiriyle uğraşmadan duramıyorlar ve bu sahnenin doğaçlama olduğunu düşünüyorum, çok hoştu. 🙂

Ilgaz’ın Yargı dizisindeki Ilgaz’ın sahnesini izlemesi güzel detaydı. Çoklu evren işleniyor gibi hissettim. Ayrıca Ilgaz’ın Leyla ve Ateş’i azarlamadan edememesi artık bir klasik haline geldi diyebiliriz.

Leyla’ya annesinin nerede olduğunu bildiğini söyleyen Füsun, Leyla’yı çok zorlu bir tercihe bıraktı. Okuldaki çıkan kaos sonrası mahkemede Leyla’nın kendisine şahitlik etmesi ve çocukların velayetini alma karşılığında annesinin yerini açıklayacağını söyleyen Füsun bakalım sözünü tutacak mı? Leyla’nın tercihi kim olacak? Ben bu sefer Ateş’i tercih edeceğini düşünüyorum ve annesi de gerçek kimliğini açıklayacak Füsun’un elinde hiçbir koz kalmayacak. Tek istediğim şey umarım Füsun’un çizimleri çaldığı ortaya çıkar. Bu konuyu Ateş öğrenince neler olacak merak ediyorum. Çok güzel bölümdü, ailenin önemini bir kez daha anladık. Herkesin emeklerine sağlık.

Yeni yazılarda görüşmek üzere! 🙂